Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Giriş
İslam’da yolculuk, bir ibadet olarak değerlendirilebilir. Özellikle kadınların mahremsiz yolculuğu konusunda çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bu yazıda, 90 km’lik bir mesafede mahremsiz yolculuğun İslam açısından ne anlama geldiği ve Kur’an’daki ayetler ışığında konuyu ele alacağız. Öncelikle, Kureyş Suresi’nde yer alan güvenlik ve huzur meselelerine değinmek önemlidir, çünkü bu sure, Allah’ın insanlara sağladığı nimeti ve güven ortamını vurgular.
Kureyş Suresi ve Yolculuk
Kureyş Suresi, Kureyş kabilesinin Mekke’ye olan yakınlığını ve kış ve yaz mevsimlerinde yaptığı yolculukları konu alır. Allah, bu surede, Kureyşlilerin Kabe’nin Rabbine kulluk etmelerini tavsiye eder ve onlara açlıktan tok olan, korkudan güvenliğe kavuşturan bir Rabbi hatırlatır. Bu surede geçen ayetlerle, ulaşımın ve seyahatin dini bir görev olduğu, aynı zamanda güvenliğin sağlanması gerektiği vurgulanır. Bu noktada, kadınların yolculuk yapma izni ve bunların nasıl olması gerektiği üzerinde durmak gerekir.
Peygamber Efendimizin hadislerinde, kadınların düğün ya da hacca gitmek için mahrem (yakın akraba) ile seyahat etmeleri gerektiği belirtilmiştir. Bu, kadınların güvenliği ve koruma ihtiyacı gözetilerek verilmiş bir tavsiyedir. Yolculuk yapmak isteyen kadınların, yanlarında bir mahrem bulundurmaları, fiziksel ve manevi huzurları açısından önem arz eder.
Mahremsiz Yolculuk Tartışmaları
Kur’an ve hadislerde, yaratılanlar arasında güvenlik, başta gelen unsurlardan biridir. Bunun bir yansıması olarak, 90 km gibi belirli bir mesafeye, özellikle kadınlar için mahremsiz yolculuk konusundaki tartışmalar gündeme gelir. Mahremsiz yolculuk, sadece mesafe ile değil, aynı zamanda güvenlik algısıyla da ilişkilidir. Geçmişte, kadınların tek başına uzun mesafelerde yolculuk yapması risk taşırken, günümüzde ulaşım ve güvenlik açıdan gelişmeler yaşanmıştır.
Bazı İslam âlimleri, günümüzde kadınların güven içinde yolculuk yapabilecekleri şartların sağlandığı durumlarda, mahremsiz yolculuğa izin verilebileceğini ifade etmektedir. Elbette bu, bulunduğumuz toplumun güvenliğine ve kültürel normlarına bağlıdır.
Kur’an’da Gezinme ve Düşünme
Kur’an-ı Kerim’de yeryüzünde gezip dolaşmanın önemi sık sık vurgulanır. “Yeryüzünde gezin dolaşın.” (Ankebut, 20) ayeti, insanların çevrelerini gözlemleyerek, geçmişten alınacak derslerle akıllanmaları gerektiğine dikkat çeker. Bu bağlamda, uzun süreli yolculuklar, insanlara manevi bir zenginlik sunarken, insanları Allah’a daha da yaklaştırabilecek gereçleri sağlamaktadır. Bu, her bireyin kendi yaşadı, görmedi, deneyimlemediği her yere giderken, kendisini sorgulaması anlamına gelir.
Hz. Peygamber, kadınların mahremsiz olarak belirli mesafelerde seyahat etmelerinin uygun olmadığını belirtirken, aynı zamanda güvenlik, sosyal yapı ve sosyal normlar üzerinden de düşünmemizi sağlıyor. Bu noktada, günümüzdeki hareketliliği göz önünde bulundurmak önemlidir. Eğer güvenli bir ortam oluşmuşsa, kadınların da mahrem olmaksızın bu süreçte yer alması, mümkün hale gelebilir.
Ulaşım ve İçsel Huzur
İslam, fiziksel olarak ulaşım sağlamanın yanı sıra manevi bir yolculuk olarak da algılanır. Bu bağlamda, yolculuk yapmak ruhsal bir deneyim sunarken, kişiye içsel huzur kazandırabilir. Mahrem sorunu, bu yolculuğun güvenli bir şekilde yapılabilmesi amacıyla ortaya çıkan bir kavramsal ve sosyal yapı olmalıdır. Özellikle kadınların manevi rehberlik alabileceği sağlıklı bir ortamda, huzur içinde seyahat etmeleri desteklenebilir.
Sonuç
Kur’an perspektifinde, 90 km mahremsiz yolculuk konusunda yapılan tartışmalar, güvenlik ve koruma gereksinimleri üzerinden şekillenir. İnsanlığın geçmişine dair ibret alınması gereken yolculuklar, her kişi için manevi bir rehberlik işlevi görüyor. Kureyş Suresi’nden de yola çıkarak, yapılan yolculukların dinin gerekliliklerine saygı gösterilmesi kaydıyla, kadınların mahremsiz yürütlebileceği bir gerçeklik ortaya konabiliyor. Önemli olan, bulunduğumuz toplumda bu hareketliliğin uygunluğunun sağlanması ve manevi huzur ile desteklenmesidir.
Elbette bu bir inanç meselesidir. Hayata dair her türlü yolculuğumuzda, saygı, güven ve samimiyetle Allah’a daha yakın olmayı sağlamalıyız. Diğer yandan zaman zaman geleneksel yaklaşımlar, modern hayatın gerekleriyle bir araya getirilmeli ve yeni çözümler üretilmelidir. Bu düşüncelerle, her bireyin manevi makbul aşamasına geçmek için dua etmesi ve bu aşamayı serüven haline getirmesi gerekecektir.