Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Giriş
Abese Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 80. suresi olup Mekke’de inmiştir. Bu sure, insanın yaratılışı ve nankörlüğü üzerine önemli mesajlar içermektedir. 17. ayeti olan, “Kahrolası insan! Ne kadar da nankördür o!” (Abese, 17) ifadesi, insanın Allah’a karşı olan sorumlulukları ve nankörlüğü üzerine derin bir anlayış sunmaktadır. Bu yazımızda, bu ayetin anlamını, tefsirini ve insan hayatındaki konumunu ele alacağız.
Abese Suresi ve Teması
Abese Suresi, yüz ekşitmek ve hoşnutsuzluğu ifade etmek anlamına gelen ‘Abese’ kelimesinden ismini alır. Bu surede, İslam tebliğinin kimlere ve nasıl yapılması gerektiğine dair uyarılar yapılmaktadır. Sure, insanın yaratılışını ve Allah’ın kıyametteki azabını hatırlatarak, muhatapları düşündürmeyi amaçlar. Abese Suresi’nin ilk on ayetinin, Hz. Peygamber’in Abdullah İbn Ümmî Mektûm’a karşı tutumdan kaynaklandığı rivayet edilmektedir. Bu bağlamda, Allah Teâlâ’nın, insana ihtiyacını ve nankörlüğünü hatırlatma amacını güttüğü seenmektedir.
17. Ayetin Anlamı
17. ayet, insanın nankörlüğünü şiddetle ifade ederken, aynı zamanda bu nankörlüğün nedenlerini sorgulatmaktadır. “Kahrolası insan! Ne kadar da nankördür o!” ifadesi, insana bir uyarı niteliğindedir. İnsan, yaratılışındaki incelikleri düşünmekte ve Allah’a karşı olan şükrünü yerine getirmemekte, aksine O’na karşı gelmektedir. Bu ayet, insanın kendisi üzerine düşünmeye teşvik etmektedir. Nankörlük ve unutkanlık, insanın yaratılışının bir gerçeğidir; fakat bunun farkında olarak yaşamak ve Allah’a olan sorumlulukları hatırlamak gereklidir.
Yaratılış ve İkramlar
Yaratılışın temel ilkeleri, insanın Allah’ın en güzel şekilde yaratmasıyla başlar. Ayetin devamında insanın hangi maddeden yaratıldığına dikkat çekilir: “Bir damlacık sudan! Yarattı da onu en güzel biçimine koydu.” (Abese, 18) Bu ifade, insanın ne kadar küçücük bir varlıktan, yani bir sperm hücresinden daha fazlası olduğuna dikkat çeker. Bu durum, Allah’ın insana olan ikramlarını ve merhametini göstermektedir. İnsanın yaradılışını düşünmek, onu haddini bilmeye ve nankörlükten uzak durmaya yöneltmelidir.
İnsanın Seçim Hürriyeti
Daha sonra gelen ayetler, insanın hayatındaki yönelişleri ve seçim özgürlüğünü vurgulamaktadır. “Sonra ona anasından doğma, dünyada yaşama, hayır ve şerden birini seçme yolunu kolaylaştırdı.” (Abese, 20) Bu, insanın hayatında Allah’ın kendisine sunduğu fırsatları ifade eder. Her birey, hayatında doğru ve yanlışı seçme özgürlüğüne sahiptir. Bu seçimler, hem dünya hem de ahireti etkileyen sonuçlar doğuracağından, insanın sorumluluk bilinciyle davranması önemlidir.
Hz. Peygamber’in Uyarıları
Abese Suresi, aynı zamanda Hz. Peygamber’in tebliğindeki hassasiyetleri ifade etmesi açısından da önem taşır. İnsanların, özellikle toplumsal iletişim içerisinde, önyargısız yaklaşımlarla birbirlerine değer vermeleri gerektiğini belirtmekte. Hz. Peygamber’in bir defasında bir muhalefetle karşılaşması, kendisinin bu sure ile uyarılmasına sebep olmuş ve bu durum, toplumsal iletişimde neler yaşanabileceğini göstermektedir.
Kıyamet ve İkramlar
Son olarak, bu surede kıyamet gününün dehşeti vurgulanmaktadır. İnsanlar, yaratılış süreçlerinin ardından nihayetinde bir gün hatırlanacak ve hesaba çekilecektir. “Sonunda onu öldürüp kabre koyacak. Sonra dilediği zaman onu tekrar diriltecek.” (Abese, 21-22) Bu ayetler, insanın geçici yaşamını sorgulamakta ve erken yaşta Allah’ın emirlerine uymanın önemini hissettirmektedir. Bütün bunlar, insanın Allah’a karşı olan nankörlüğünün sonuçlarını düşünmesi için birer fırsat sunmaktadır.
Sonuç
Abese Suresi 17. ayeti, insanın kendi yaratılışını, yaşama sebebini ve Allah’a karşı olan sorumluluklarını hatırlatırken, aynı zamanda Allah’ın merhametinin boyutlarını ortaya koymaktadır. “Kahrolası insan; ne kadar da nankördür o!” ifadesi, her bir müminin kendi nefsinde tefekkür etmesi gereken bir uyarıdır. Nankörlükten arınmak, Allah’ın nimetlerini kavramak ve bu nimete şükretmek, her bir insanın asli vazifelerindendir. Bu yüzden, Abese Suresi 17. ayeti, Müslümanların hayatlarına yön verecek önemli bir anlam taşımaktadır.