Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün dini inancı ve yaptığı inkılaplar her zaman merak edilmiştir. Bu konuda birçok yanlış bilgi de zamanla yayılmıştır. Bu konuda pek çok kitap ve makaleler yazılmıştır. Peki, Atatürk Cuma Namazı kılar mıydı? Namaza gider miydi? Bu konuya gelin birlikte bakalım.
Öncelikle Atatürk’ün dini inancı ile ilgili kendi sözleri ve yakınındaki kişilerin ifadeleri ışığında durumu değerlendirelim.
Atatürk’ün Dini İnancı
Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selanik’te dünyaya gelmiştir. Ailesinin dini konusunda çok da hassas olduğu söylenemez. Zira Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım ve babası Ali Rıza Efendi farklı inançlara sahip ailelerden gelmektedir. Bu konuda Yılmaz Öztuna’nın ifadesine göre, Zübeyde Hanım, kocasını pek de inançlı bir insan olarak görmemekteydi.
Bunun yanı sıra Atatürk’ün kendi ifadeleri de bu durum hakkında bilgi vermektedir. Örneğin, 10. Yıl Nutku’nda “Ben, maneviyatı ve maddiyatı bir bütün olarak düşünen bir milliyetçiyim. Ben, Türk’üm, doğruyum; çalışkanım” demiştir. Burada vurguladığı değerlerin başında ise “çalışkanlık” gelir. Döneminin diğer liderlerinden farklı olarak dine değil, akla ve bilime değer vermiştir.
Ayrıca Atatürk tarafından kaleme alınan Nutuk’ta da farklı bir din algısına sahip olduğu görülür. Atatürk, “Bütün bu işleri yaparken biz Müslümanların elbirliği etmesi lazım.” demiştir. Ancak yine aynı konuşmasında başka bir yerde Müslümanlar ve Türkler arasındaki farkın altını çizmektedir. Yani o, Türk Ulusu’nun bir parçası olmakla birlikte, inancının da farklı olduğunu ifade etmektedir.
Atatürk’ün Din Hakkındaki Görüşleri
Dönemin ileri gelen din adamlarıyla pek çok kez bir araya gelen Mustafa Kemal Atatürk’ün din hakkındaki görüşleri de farklılık göstermektedir. Örneğin, en çok bilinen din adamlarından biri olan Mehmed Akif Ersoy ile pek de iyi geçinememiştir. Zira Akif, camide kurşun sesleri arasında Kur’an okunmaz” diyerek Kurtuluş Savaşı yıllarında cepheye gitmekten imtina etmiştir. Bu durum Atatürk’ün hoşuna gitmemiştir.
Öte yandan Halide Edib Adıvar’ın yazdığına göre, Kur’an’da yazılı olan bazı ayetler üzerinde Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte tartışma yapılmıştır. Örneğin, Atatürk’ün inancına göre, kadınlara mirasta eşit haklar verilmelidir. Ancak Kur’an’ın bazı ayetleri buna engel olmaktadır. Bu noktada Halide Edib, bu ayetlerin tarihi olduğunu ancak günümüzdeki koşullara göre yeniden yorumlanması gerektiğini söylemiştir.
Bu konu üzerinde daha fazla duracak olursak; din ve bilim üzerine pek çok konuşma yapmış ve bunun altını çizen pek çok yazılı ifade bırakmıştır. Örneğin, 16 Kasım 1926 tarihinde yaptırdığı Şark sanayi Mektebi’nde yaptığı konuşmada “Din ve bilim birbirine düşman değildir. Din insana huzur, bilim ise rahatlık getirir” demiştir.
Bunun yanı sıra 1 Kasım 1927 tarihinde yapılan Cumhuriyet Halk Fırkası’nın 2. Büyük Kongresi’nde de benzer bir vurgu vardır. Burada söylemiş olduğu şu sözler dikkat çekicidir: “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın lüzumuna inanıyorum. Fakat dinin bilimle hiçbir ilişkisinin olmadığını düşünüyorum. Din ayrı, bilim ayrıdır.”
Atatürk’ün Namaz Kılma Alışkanlığı
Mustafa Kemal Atatürk’ün dini inancı ile ilgili kendi sözleri ve çevresindekilerin ifadeleri ışığında durumu değerlendirdiğimizde, kendisinin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve öncü lideri olduğunu görmekteyiz. Ancak dini bütün bir insan olmadığı da yapılan konuşmalar ve yazılan kitaplar ışığında anlaşılmaktadır.
Bunun yanı sıra Atatürk’ün namaz kılıp kılmadığı ya da namaza gidip gitmediği konusunda da merak edilen pek çok bilgi mevcuttur. Örneğin, zamanında Atatürk’ün birlikte çalıştığı isimlerden biri olan Rıza Nur’un verdiği ifade şöyledir: “Namaz kılmayı bırakmıştı ama Allah’a inandığı için dualarını ediyordu.”
Diğer yandan Halide Edib Adıvar’ın ifadesine göre; Mustafa Kemal Atatürk bazen sabah namazı kılmak için kalkıyordu ama bu alışkanlığı çok da uzun sürmedi. Yani zaman zaman da olsa namaz kıldığı söylenebilir.
Ancak özellikle son dönemlerinde sağlık sorunları nedeniyle namaz kılma alışkanlığını bırakmıştır. Örneğin, Atatürk’ün yakın arkadaşı ve doktoru olan Adnan Adıvar’ın yazdığına göre; kendisi 1938 yılının ilkbahar aylarında önce midesinden hasta düşmüş ardından da zatürreye yakalanmıştır. Bunun yanı sıra yüksek ateş nedeniyle de uyuyamamış ve nabzı düşmüştür. Tüm bu sağlık sorunları da beraberinde sabah namazı kılmasına engel olmuştur.
Cuma Namazı Kılma Geleneği
Cuma namazı Müslümanlar için oldukça önemlidir. Bunun yanı sıra Cumartesi günü Yahudiler için Pazar günü ise Hristiyanlar için kutsal kabul edilir. Bu nedenle bu üç inanç grubuna mensup olan kişiler için haftanın ortasında bir gün serbest bıraktığını söyleyebiliriz.
Yüce Allah’ın yarattığı insanlara olan sevgisinin bir yansıması olarak kabul edilen Cuma günü için Allah’ın Peygamberimize vahiy yoluyla selam getirdiği ifade edilir. Bunun yanı sıra Yüce Allah’ın Cuma günü İslam’a mensup olan kullarına huzur ve mutluluk bahşettiğine inanılır.
Cuma günü Allah’a ibadet eden kullarının dualarını kabul edeceğine dair vaatte bulunmuştur.
Cuma Namazının Önemi
Cuma gününün öneminin farkında olan Müslümanlar, bu güne özel hazırlıklar yaparlar. Cuma gününü diğer günlerden ayıran pek çok özelliği vardır. Öncelikle bu günde diğer günlerde olduğundan daha fazla camilerde cemaatle toplanılır ve daha fazla dua edilir.
Bunun yanı sıra bu günde iş güçten uzaklaşılır ve Allah’a ibadet edilir. Aynı zamanda Allah’a ibadet etmek için giyinip kuşanılır ve misvak kullanılır. Namazdan sonra ise kardeşlik duygularının pekiştirilmesi için birbirlerinin elinden tutulur ve gülümsenir.
Kısaca Cuma günü Yüce Allah’ın kulları için bahşettiği önemli bir nimettir.
Cuma Namazı Farz mı?
Cuma namazının farz olması konusu da oldukça merak edilen konular arasında yer alır. Öncelikle farz kavramının ne anlama geldiğini açıklayalım.
Dini inanç açısından bakıldığında farz; yani Allah tarafından kesin olarak emredilen şeyler anlamına gelir. Örneğin; namaz kılmak, oruç tutmak, zina etmemek ya da hırsızlık yapmamak gibi emirler farzdır.
Kur’an’da her farzın ne olduğu açıkça belirtilmiş değildir. Dolayısıyla farz olan şeylerin ne olduğu konusunda Hadis kaynaklarına başvurulur.
Örneğin; Ahmet b. Hanbel’in müsnedinde yer alan bir rivayete göre; Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v), “İki bayramda kadınların camiye gitmelerini engellemeyin.” buyurmuştur. Başka bir rivayette de “Cemaat ile namaz kılmak her Müslümana farzdır.” denmiştir.
Bu nedenle Cuma namazının da farz olduğuna dair kaynaklarda birçok bilgi yer alır.
Cuma Namazı Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Cuma namazının farz olduğuna dair bazı yanlış bilgilerin de zamanla yayılmış olduğunu söyleyebiliriz. Öncelikle Cuma namazının kadınlar için farz olduğu konusundaki yanlış bilgilendirmeye değinelim.
Bunun yanı sıra Cuma günü yapılan törenlerin diğer günlerde de yapılmadığına dair yanlış anlamalar da mevcuttur.
Örneğin; bazı kaynaklarda yer alan bilgilere göre; Cuma namazı kadınlara farz değildir ancak teşvik edilmiştir. Bunun yanı sıra dini kurallar sadece erkekleri değil kadınları da kapsamaktadır.
Ancak zamanla yerleşen yanlış bilgi kadınların Cuma namazının dışında tutulduğuna dair olmuştur. Dolayısıyla bunun yanlış olduğu konusunda farkındalık oluşturmak gerekmektedir.
Bir başka yanlış anlama konusu ise Cuma günü yapılan törenlerin sadece o güne özel olmasıyla ilgilidir. Örneğin; cuma günü okunan hutbenin başka bir gün okunmaması gibi…
Özellikle abdest konusundaki yanlış bilgilendirmeler de bu süreçte zamanla yayılmıştır. Abdest almak İslam’a mensup olan herkes için farzdır ancak bunun şekli konusunda din adamları arasında farklı görüşler vardır.
Cuma Namazının Farzları
- Ani İhtilal
- Namaz
- Kutbah
- Ezan
Cuma Namazı Nasıl Kılınır?
Cuma namazının nasıl kılınacağına dair bilgiler genellikle İslam dinini öğrenmeye çalışan kişiler tarafından merak edilir. Öncelikle niyet etmemekle birlikte Cuma namazı kılmak için de abdest almak gerekir.
- Namazdan önce mutlaka abdest alınmalıdır
- Cemaatle birlikte saflar sıralanır
- Peygamberimiz Hazreti Muhammed (s.a.v) tarafından belirlenen şekilde iki rekat hutbe okunur
- İlk hutbeden sonra dua edilir
- İkinci hutbeye geçilir
- İkinci hutbeden sonra dua edilir
- İkindi vakti girmeden önce iki rekat Cuma namazı kılınır
- Kılınan namazın arkasından dua edilir
Cuma Namazında Okunan Hutbeler
Cuma namazında okunan hutbelerin iki adet özelliği bulunmaktadır:
- Sadece Cuma günü okunur
- Belli bir mesafeden sonra tüm camilerde aynı hutbe okunur
Cuma Hutbesi Nasıl Olmalı?
Söylemiş olduğumuz gibi cuma hutbesinin belli başlı özellikleri vardır:
- Sadece Cuma günü okunmalıdır
- Bütün camilerde aynı hutbe okunmalıdır
- Cami imamları tarafından okunmalıdır
- Cami imamlarının kendi yazdığı hutbeler ise readmi değildir
- Hz Peygamberimizin okuduğu hutbe örnek alınmalıdır
- Kur’an’daki bazı sureler Hutbe esnasında okunabilir
Mustafa Kemal Atatürk’ün Din Hakkındaki Görüşleri Ne?
Yüce Allah’ın insanları yaratırken vermiş olduğu akıl nimetini kullanan Mustafa Kemal Atatürk, dini inancı ile ilgili kendi sözleri ve çevresindekilerin ifadeleri ışığında durumu değerlendirdiğimizde karşımıza oldukça farklı bir tablo çıkıyor.
İmanlı Olmak Dinle Olmaz
Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri arasında yer alan “Beni bana bırakın, ben kendimi biliyorum” ifadesi de sıkça anılır. Bu söz hem onun insanlara sunduğu değer hem de kendi dini inancına ilişkin tercihidir.
Dini inancı ile ilgili kendi sözleri ve çevresindekilerin ifadeleri ışığında durumu değerlendirdiğimizde Atatürk’ün dine oldukça farklı baktığını söyleyebiliriz.
- Bütün dinler insanlığa hizmet eder
- Dini insanlara hizmet eder hale getirmek gerekir
- Sonsuz kudret sahibi olan Yüce Allah’a kulluk etmek insanlara kulluk etmekten daha akıllıcadır
- Benim topraklarımda hiçbir insan diğerine inancından dolayı zarar görmeyecek kadar onurludur
Dini Kurallar Ancak İnsanlara Hizmet Eder Hale Getirilmelidir
Cami imamlarının bazen verdikleri hutbeler bazen de yaptıkları uygulamalar nedeniyle gündeme geldiği görülmektedir. Örneğin; zamanında Adnan Yüksel isimli bir cami imamının Almanya’da yaptığı hutbe oldukça gündem olmuştu.
- Konu hakkında konuşan şahıs; müslümanların yurt dışına çıktıklarında oranın kurallarına uyması gerektiğini ifade etmişti
- Bunun yanı sıra Türkiye’de kadın-erkek meselesinin hala çözülemediğini ifade etmişti
- Ayrıca ülkemizdeki pek çok kadının kahkaha atarak dolaştığını dile getirmişti
Atatürk Hakkında Düşüncelere Dair Sözler
Mustafa Kemal Atatürk’ün dini inancı ile ilgili kendi sözleri ve çevresindekilerin ifadeleri ışığında durumu değerlendirdiğimizde karşımıza oldukça farklı bir tablo çıkıyor.
- Huzur içinde yaşamak için yasalarınızdan başka güç istemezsiniz
- Türkiye Cumhuriyeti’nde herkes kendi inancına uygun yaşar
- Tüm dinler insana hizmet eder hale getirilmelidir
- Benim vatandaşımla kavga edecek kadar vatansever değilim
- Beni bana bırakın, ben kendimi biliyorum
- Aşk olsun sana ey Türk milleti; senin gibi bir millete yok izmihlali