Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Giriş
Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresi olan Bakara, İslam dininin temel hükümlerini içermekte ve müminleri doğru yaşama yönünde yönlendirmektedir. Bakara suresinin 70. ayeti, Hz. Musa’nın kavmine Allah’tan bir inek kesmesini istemesi üzerine yaşanan bir olayı anlatmaktadır. Bu ayette, İsrâiloğulları’nın Allah’ın emirlerine olan yaklaşımını ve inanç sistemlerini sorgulama biçimlerini görürüz. Ayetin derin anlamı, Allah’a olan itaatin önemini ve katı sorgulamalardan kaçınmanın gerekliliğini vurgular.
Bakara Suresi 70. Ayeti ve Tefsiri
Bakara Suresi 70. ayetinde Allah, Hz. Musa aracılığıyla İsrâiloğulları’na bir inek kesmelerini emretmiştir:
“Yine onlar: ‘Bizim için Rabbine dua et de onun nasıl olacağını bize daha açık seçik bildirsin. Çünkü bize göre bütün inekler birbirine benziyor. İnşallah, istenen ineği buluruz.’ dediler.” (Bakara 2/70)
Bu ayet, ineklerin özelliklerini sormaları ve bununla ilgili Hz. Musa’ya yönelmeleri üzerine şekillenmiştir. İsrâiloğulları’nın, ineklerin ayırt edilmesindeki zorlukları vurguladıkları ve bu bağlamda Allah’a yöneldikleri görülecektir. Ayet, Hz. Musa’nın Allah’ın emirleri doğrultusunda kendilerine yön vermesi için dua etmelerini istemelerine işaret eder. Bu, bir yandan Allah’a olan güvenlerini ve itaatlerini sorgularken, diğer yandan kutlu işareti ve kudretini de anlamaya çalıştıkları bir durumu yansıtır.
İneğin Özellikleri
İsrâiloğulları, Hz. Musa’nın kendilerine verdiği inek kesme emrini yerine getirirken, ineğin özelliklerini merak edecek ve dua ederek detaylı bilgiler isterler. Burada temel olarak anlaşılması gereken, onların sadece bir inek değil, “özel bir inek” arayışında olduklarıdır. Bu inek, Allah’ın emirlerine uygun özellikler taşımak zorundadır. İlk başta sorulan özelliklerden biri, ne çok genç ne de çok yaşlı olmasıdır. Bu özellik, inek kesme işleminin dini ve sosyal boyutunu anlamamız için önemlidir.
Hz. Musa, Allah’ın bu inek için belirttiği özellikleri şu şekilde sıralar: “İneğiniz, ne çok yaşlı ne de genç, onlardan arası bir yaşta olmalıdır; bunları yerine getirin.” Bu durum, İsrâiloğulları’nın, Allah’ın emirlerine itaat ederken bile kendi kafalarındaki yanlış inançları sorgulamalarına sebep olmuştur.
Daha sonra İsrâiloğulları, ineklerin renginin ne olduğunu yani fiziksel özelliklerinin daha açık bir şekilde belirtilmesini isterler. Ahiret inancına göre, mala, mülke ve hayvanlara sahip olmak Arap kültüründe oldukça değerlidir. Bu hayvanın da güzel görünmesi, kesim sonrası bir değer ifade etmesini sağlayacak ve onları Allah’a daha yakın bir hale getirecektir. Hz. Musa burada da Allah’ın vermiş olduğu hangi rengi seçeceğini onlara aktarmıştır. Ona göre aranan renk, göz alıcı ve parlak bir sarı olmalıdır.
Vahiy Yoluyla Gelen Hükümler
İnancın temeli olan Allah’a yeterince güven duyulmadığında, bir emir olarak gelen inek kesme isteği, müminlerin sorgulayıcı tavrını ortaya çıkarır. Burada dikkat edilmesi gereken, inek kesme emrinin ahlaki bir yönü olduğu gibi aynı zamanda ilahi bir rollerin de bulunduğudur. İsrâiloğulları, inek hakkında bilgi almak için Hz. Musa’ya yöneldikçe, yapılan sorgulamaların artması, aslında belirsiz bir durumu işaret etmektedir. Ayetin sonunda, kendi inançları gereği Allah’a tekrar dua etmeleri ve bu durumu yargılaması gerektiğini belirtmeleri, onların hesapsız bir yaklaşım içinde olduklarını gösterir.
Bu durum, ibadet ve duaların insanlar üzerindeki manevi etkisini ortaya çıkarır. Zira Allah’a dua eden her mümin, O’nun her hâlükârda onlara yardımcı olduğunu bilmelidir. İneğin fiziksel özelliklerinin belirtilmesi, aslında insana ahlaki ve dini değerlerin ne kadar önemli olduğunu hatırlatır. İnsanlar, bazen eline geçeni değerlendiren bir bakış açısıyla yaklaşmak yerine, Allah’ın iradesine teslim olmalıdırlar.
İslam’a Göre Sıfatlar ve İbadet
Bakara 70. ayetindeki olay, bir taraftan İsrâiloğulları’nın ruh halini, diğer taraftan da Hz. Musa’nın onlara rehberlik etme çabasını gösterir. Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur, dini hükümler karşısında gösterilen inançsızlıktır. Hangi nesnenin kesileceği, nasıl bir ibadetin yapılacağı gibi pek çok konuda belirsizlikler, insanların algılarında zaman zaman sorun yaratmaktadır.
İnsan, ibadet kavramını sorguladığında, aslında neyi amaçladığını da sorgular. Bu durum, bireyin manevi huzurunu bulmasında Yaşanan bazı karmaşalara yol açabilir. Duaların toplum üzerindeki etkisi ve toplumsal hayatın bir parçası olarak nasıl bir rol oynadığını söylemek mümkündür. Burada önemli olan, Allah’a bağlanmak ve her durumda itaat etmektir. İşte bu durum İslam’ın özünü oluşturan ve bizlere gerçek bir değer sunan unsurlardır.
Ayrıca, İslam’da inanç ve dinin sosyal hayatta etkisi büyüktür. Yani bireyler, inançlarını uygularken hem kendi dualarının hem de toplumun refahına katkı sağlamakla mükelleftirler. Bu nedenle, sosyal hayatta dahi Allah’a dua edilmesi gerektiğini bilmek, müminlerin bir arada kalmasını sağlar ve inançları güçlendirir.
Sonuç
Bakara Suresi 70. ayeti, insanlara tam anlamıyla Allah’a teslim olmanın gerekliliğini vurgular. Dualar, bizim kalbimize huzur getirirken, ibadetlerimiz de manevi anlamda ruhumuzu besler. Allah’a şirk koşmak ve O’na güvenmeden hareket etmek, hem bireysel hem toplumsal açıdan zarar vermekte, inançların zayıflamasına yol açmaktadır. Bu nedenle, dualarımızda bulunmalıyız ki Allah’a yakınlaşalım ve hayatımızda huzuru bulalım.