Bakara Suresi 87. Ayetin Önemi ve Mesajı

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Bakara Suresi Hakkında Genel Bilgi

Bakara Suresi, Kur’an-ı Kerim’in en uzun suresidir ve Medine’de inmiştir. İçinde pek çok konuyu barındıran bu sure, İslam’ın temel öğretilerinin ve ahlaki prensiplerinin geniş bir yelpazede ele alındığı bir metin olarak dikkat çeker. Sure, adını, 67-71. ayetlerinde bahsedilen İsrâiloğulları’nın sığır kurban etme kıssasından alır. Bakara Suresi’nde tevhid, nübüvvet, ahiret inancı gibi temel inanç esasları, İslam toplumunun yapısal öğeleri ve toplumsal sorunlar üzerinde durulmaktadır.

Bakara Suresi 87. Ayeti ve Meali

Bakara Suresi’nin 87. ayeti, şunları ifade eder:

“Andolsun biz Musa’ya Kitabı verdik. Ondan sonra ardarda peygamberler gönderdik. Meryem oğlu İsa’ya da deliller verdik ve onu, Rûhu’l-Kudüs (Cebrail) ile destekledik. Ama ne zaman bir peygamber nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiyse, büyüklük taslayarak, kimini yalanladığınız kimini de öldürdüğünüz doğru değil mi!” (Bakara, 87)

Bu ayet, İsrâiloğulları’nın tarihsel bir eleştirisini içermekte ve geçmişteki bazı olumsuz davranışları gözler önüne sermektedir. Ayet, Allah’ın bir nimet olarak göndermiş olduğu peygamberleri yalanlama ve onlara karşı olan tutumları sorgulamaktadır.

Ayetin Tefsiri ve Açıklaması

Ayetin metninde öncelikle, Allah’ın Musa (a.s.)’a verdiği kitabın (Tevrat) vurgulanması ve ardından bu kitaptan sonra ardı ardına gönderilen peygamberlerin sayısının belirtilmesi önemli bir detaydır. İsrâiloğullarının, geçmişte kendilerine gelen ilahi mesajları nasıl değerlendirdiği ve bu mesajlara nasıl karşılık verdikleri, ayetin ana temasını oluşturmaktadır.

Musa (a.s.)’dan sonra gönderilen peygamberlerden bazıları Dâvûd, Süleyman, Yahya ve İsa (a.s.)’dır. İsa (a.s.)’ya verilen “apaçık deliller” ise onun peygamberliğini ve Allah’tan aldığı ilahi görevleri pekiştiren mucizelerdir. Rûhu’l-Kudüs ise bu bağlamda, Hz. İsa’ya destek veren Cebrail (a.s.)’dır. Bu durum, İsa (a.s.)’nın olağanüstü yetenekleri ve vahiy alma süreciyle ilişkilidir.

Ayet, insanların geçmişte gelen peygamberlere karşı tutumlarını ise iki temel başlıkta ele almaktadır: “Kimini yalanlamak” ve “kimini öldürmek”. Bu durum, kibir ve ard niyetin bir tezahürüdür. İnsanlar, hoşlarına gitmeyen bir gerçeklikle karşılaştıklarında, çoğu zaman bu gerçeği reddetme yoluna gitmişlerdir. Bu tutum, çağlar boyunca değişiklik göstermemiştir; günümüzde de insanların, ilahi mesajlara karşı nasıl bir tutum sergiledikleri aynı parantez içinde değerlendirilebilir.

İslami Öğretiler ve Günümüzdeki Yansımaları

Ayetin verdiği mesaj, sadece İsrâiloğulları için değil, günümüz Müslümanları için de önemli dersler içermektedir. İnsanların, Allah’ın emirlerine karşı olan tutumları, maddi ve manevi yönleri çokça etkilemiştir. Kibirli bir tutumla, ilahi mesajları reddetmek bir nevi insanın kendisini ilahi iradeden üstün görmesi anlamına gelir. Bu tür bir tutum, manevi bir çöküşe yol açar.

Modern dünyada, birçok insanın hayatlarının pek çok alanında ruhsal boşluk ve tatminsizlik hissetmesi bir gerçektir. Bu da insanları manevi değerlere yöneltme ve sürekli kendilerinin hoşlandığı şeyler peşinde koşmaya, bazı gerçekleri göz ardı etmeye itmiştir. İslam’ın getirmiş olduğu asıl öğretiler, kişinin ahlaki ve ruhsal gelişimi için kritik bir öneme sahiptir. Bu ayet, bireylerin ve toplumların kibirli tutumlarına karşı bir uyarı niteliğindedir.

Dolayısıyla, ayet bize bir hatırlatma yapmaktadır: Kendimizi ilahi verilere kapatıp, ona boyun eğmemek, hibri bir yaklaşım sergilemek aslında hayatlarımızda bocalamamızın nedenlerinden biridir. Sorumluluklarımızı yerine getirirken, geçmişte hatalar yapanlardan ders alarak, hangi kalple ve niyetle yola çıkmak gerektiğini unutmamalıyız.

Sonuç

Bakara Suresi’nin 87. ayeti, hem tarihsel bir olayı gözler önüne sermekte hem de günümüz insanına önemli mesajlar iletmekte olduğu aşikardır. Bu, Allah’ın peygamberlerini yalanlamak veya öldürmek gibi bir yaklaşımın geçerliliği olmadığını, her daim ilahi yönlendirmeye kulak vermek gerektiğini göstermektedir. İslam, sadece geçmişte değil, her zaman bu ilahi mesajları anlamak ve üzerinde düşünmek için bir fırsat sunmaktadır. Birey olarak, bu tür derslerden çıkarılacak derslere ve manevi değerlere bağlı kalmak, huzur ve refahı sağlamak adına önemli bir adımdır.

İşte bu yüzden, Bakara Suresi 87. ayetine olan saygımızı, onun derin anlamlarını hayatımıza entegre ederek gösterebiliriz. Dua etmek, ibadette samimi olmak ve ilahi rehberliğe açık olmak, gerçek anlamda bir Müslüman olmanın gerekliliklerindendir.

Scroll to Top