Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Giriş
Cariyeler, İslam toplumlarında tarih boyunca çeşitli sosyal ve ekonomik ilişkileri içinde barındıran önemli bir konudur. Kur’an-ı Kerim, bu konuyu bir dizi ayette ele almış ve cariyelerin durumu, evlilikleri, hakları ve toplum içindeki yerleri hakkında hükümler getirmiştir. Bu yazıda, cariyelikle ilgili Kur’an ayetlerini birlikte inceleyecek ve hukuki, sosyal ve ahlaki boyutlarını değerlendireceğiz. Her bir ayet, o dönemdeki sosyal yapıyı aydınlatmakla kalmayıp günümüz toplumlarına da ders verecek özellikler taşımaktadır.
Cariyelik Hakkında Temel Ayetler
Nisâ Suresi, 25. Ayet
Nisâ Suresi’nin 25. ayeti, cariyelerle evlenme konusunu ele alır:
“İçinizde hür mü’min kadınlarla evlenecek servet ve imkânı bulunmayanları, sahibi olduğunuz mü’min cariyelerle evlendirin. Allah sizi imanlarınızla değerlendirir…”
Bu ayette, hür kadınlarla nikahlanma imkanı olmayan kişilerin mümin cariyeleri ile evlenmelerine izin verilmektedir. Bu durum, toplumda cinsellik ve sadakat konusuna vurgu yaparken haya ve iffeti de gözeten bir yaklaşım gösterir. Cariyelerin saygınlıkları, hür kadınlarla aynı seviyededir ve dinde eşit vaziyette muamele görmeleri gerektiği belirtilmiştir.
Nisâ Suresi, 36. Ayet
Ayrıca Nisâ Suresi’nin 36. ayetinde de şöyle denmektedir:
“Allah’a kulluk edin ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babanıza iyilikte bulunun… ve elinizin altında bulunan köle, câriye, hizmetçi ve işçilere iyilik yapın. Çünkü Allah, kendini beğenen ve çokça övünüp duran kimseleri kesinlikle sevmez.”
Bu ayette, Allah’a kulluk ile birlikte diğer insanlara karşı olan sorumluluklarımız hatırlatılmaktadır. Cariyeler de bu sorumluluk içinde yer almakta olup, toplumun bir parçası olarak anlaşılmaları gerektiği vurgulanmaktadır.
Cariyelerin Hakları ve Korunması
Nur Suresi, 32-33. Ayetler
Nur Suresi’nde, âyetler şu şekildedir:
“İçinizden evli olmayanları, köle ve câriyelerinizden de evliliğe müsait olanları evlendirin. Eğer onlar fakir iseler, Allah onları lutfuyla zengin eder…”
Bu ayet, cariyelerin evlendirilmesi gerektiğine ve iffetlerini koruma konusunda Allah’ın lütfuna vurgu yapmaktadır. İslami öğretilere göre, bir kadının müslüman bir varlık olarak temel haklarını korumak ve ona destek olmak esastır. Ayrıca, istemeyenlerin fuhşa zorlanmaması gerektiği de ifade edilmektedir.
Nisâ Suresi, 92. Ayet
Nisâ Suresi, 92. ayeti:
“Bir mü’minin diğer bir mü’mini öldürmesi olacak şey değildir. Fakat yanlışlıkla olabilir… Eğer öldürülen kişi, aranızda anlaşma bulunan kâfir bir kavimdense…”
Bu ayette, cinayet durumunda cariyelerin de haklarının gözetileceği belirtilmiştir. Haksız yere cana kıyılmaması ve müminlerin birbirleriyle dayanışma içinde olmaları gerektiği vurgulanmaktadır.
İslam’da Ahlak ve Cariyelik
Mücâdele Suresi, 3. Ayet
Mücâdele Suresi’nin 3. ayeti:
“Hanımlarına zıhâr yapıp onlardan ayrılmaya kalkan, sonra da söylediklerinden geri dönenlerin…”
Bu ayet, cariyelerle olan ilişkilerde saygı ve itibar göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtir. İslam, her durumda adaleti ve merhameti öne çıkararak cariyelik durumunun kötüye kullanılmasını engellemeyi amaçlamıştır.
Ahzâb Suresi, 50. Ayet
Ahzâb Suresi’nin 50. ayeti:
“Ey Peygamber! Biz, mehirlerini verdiğin hanımlarını… ve seninle beraber hicret eden amca kızlarını, hala kızlarını helâl kıldık…”
Bu ayette, Peygamber Efendimize özel yönlendirmeler yapılmakta ve cariyelerin saygınlığına olan vurgu da ön plana çıkmaktadır. Peygamber’in hanımlarının ve câriyelerinin hakları, yasa ile güvence altına alınmıştır.
Sonuç
Cariyelik, zamanla değişen toplumsal ve hukuki koşullar içinde farklı şekillerde anlam kazanmıştır. İslam, her türlü insanlığa hitap eden bir din olarak, cariyelikle ilgili belirlediği hükümler ile adalet ve insafı ön plana çıkarmaktadır. Cariyelerin haklarını korumak ve insanların bu konudaki bilinçlenmesini sağlamak, Kur’an-ı Kerim’in temel emirleri arasındadır. Her bireyin, dinin getirdiği ahlaki değerlere sıkı sıkıya bağlı kalarak, cariyelerle olan ilişkilerini samimi ve saygılı bir biçimde yürütmesi, manevi bir vazife olarak değerlendirilmelidir.