Faiz ile İlgili Ayet ve Hadisler

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Faiz Nedir ve İslam’daki Yeri

Faiz, Arapça’da ‘ribâ’ kelimesi ile ifade edilir ve lügatta “fazlalık, artma, çoğalma” anlamlarına gelir. İslam dininde, faiz kesin bir şekilde yasaklanmıştır. Bu yasaklama, İslam’ın temel öğretileri doğrultusunda, bireylerin ve toplumların maddi ve manevi huzurunu koruma amacı taşır. Faiz uygulamaları, sosyal adaletin zedelenmesine ve ekonomik eşitsizliğe yol açar. Bu nedenle, İslam’da faiz almak ve vermek büyük bir günah olarak kabul edilir.

Kur’an-ı Kerim’de, faiz ile ilgili birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler, faizin yasak olduğu ve faizle kazanç elde etmenin günah olduğuna dair güçlü deliller sunar. Örneğin, Bakara Suresi’nin 275. ayetinde, faiz yiyenlerin, ancak şeytan çarpmış olan bir kimse gibi kalkacağı belirtilmektedir. Bu, faizin ruhsal bir hastalık olduğu anlamını taşır.

Buna ek olarak, Bakara Suresi’nin 276. ve 278. ayetlerinde, Allah’ın faizi yok ettiği, sadakaları ise artırdığına vurgu yapılmaktadır. Bu durum, toplumsal dayanışmanın ve yardımlaşmanın önemini ortaya koyar. İslam, ticaretin helal yollarla yapılmasını teşvik ederken, faizi haram kılarak adaletli bir ekonomik sistemi savunmaktadır.

Kur’an’da Faiz ile İlgili Ayetler

İslam’da faiz ile ilgili olarak öne çıkan ayetlerden bazıları şunlardır:

  • Bakara Suresi, 275: “Faiz (riba) yiyenler, ancak şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi, çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: ‘Alım-satım da ancak faiz gibidir’ demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alış-verişi helal, faizi haram kılmıştır.”
  • Bakara Suresi, 276: “Allah, faizi yok eder de, sadakaları artırır. Allah, günahkar kafirlerin hiçbirini sevmez.”
  • Bakara Suresi, 278: “Ey iman edenler, Allah’tan sakının ve eğer inanmışsanız, faizden artakalanı bırakın.”
  • Al-i İmran Suresi, 130: “Ey iman edenler, faizi kat kat artırılmış olarak yemeyin. Ve Allah’tan sakının, umulur ki kurtulursunuz.”
  • Rum Suresi, 39: “İnsanların mallarından artsın diye, verdiğiniz faiz Allah Katında artmaz. Ama Allah’ın yüzünü (rızasını) isteyerek verdiğiniz zekat ise, işte (sevablarını ve gelirlerini) kat kat arttıranlar onlardır.”

Bu ayetler, faizin sadece maddi kazançlar üzerinden bir kazanç yolu olmadığını, aynı zamanda toplumsal ahlakı da tehdit eden bir durum olduğunu göstermektedir. Faiz, bireyler arasındaki güvensizliği ve haksız rekabeti artırır.

Peygamberimizin Faiz ile İlgili Hadisleri

Hz. Muhammed (s.a.v) döneminde de faiz konusu büyük bir önem taşıyordu. Peygamberimiz, yaptığı birçok konuşma ve verdiği öğütlerle, faiz uygulamalarının ne kadar zararlı olduğunu vurgulamıştır. İşte bu konudaki bazı önemli hadisler:

  • Süleyman bin Amr bin el-Ahvas’tan: “Rasulullah (s.a.v) veda haccında şöyle buyurdu: ‘Dikkat edin, cahiliye faizlerinden her faiz iptal edilmiştir! Size mallarınızın aslını almak vardır, bu şekilde ne zulüm eder ne de zulme uğratılırsınız.'” (Ebu Davud 3334, Tirmizi 3087)
  • Cabir (r.a) rivayet ediyor: “Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: ‘Cahiliye faizi de kaldırılmıştır. Faizlerimizden ilk kaldırdığım faiz Abdulmuttalib bin Abbas’ın faizidir.'” (Müslim 1218)
  • Abdullah ibni Mesud (r.a) şöyle dedi: “Nebi (s.a.v) şöyle buyurdu: ‘Faiz yetmiş üç baptır. Onların günah cihetinden en hafifi, kişinin annesi ile zina etmesi gibidir.'” (Hakim 2259, İbni Mace 2274)
  • Cabir (r.a) şöyle dedi: “Rasulullah (s.a.v) faiz yiyene, yedirene, faiz muamelesini yazan kimseye ve bu muamelenin şahitlerine lanet etti!” (Müslim 1598/106)
  • Ebu Hureyre (r.a) şöyle dedi: “Nebi (s.a.v) şöyle buyurdu: ‘Helak edici yedi şeyden uzak durunuz!'” (Buhari 2615, Müslim 89/145)

Peygamberimizin hadisi, faizin ne kadar büyük bir günah olduğunu ve bu alışkanlığın toplumu nasıl etkilediğini açıkça ortaya koymaktadır. Faiz, bireylerin inancını zayıflatırken, toplumda da bir kargaşa yaratmaktadır. Bu nedenle, Müslümanlar olarak faizden uzak durmak ve helal kazanç yollarını benimsemek büyük önem taşımaktadır.

Faiz ve Sosyal Adalet

İslam, bireyler arasında adaletin sağlanmasını amaçlar. Faiz, bu adalet anlayışına terstir çünkü zenginlerin daha zenginleşmesine ve fakirlerin daha da yoksullaşmasına neden olur. Bu durum, ekonomik dengesizlik ve sosyal huzursuzlukları beraberinde getirir. Faiz sistemi, gerçek anlamda müminlerin birbirine destek olması gerektiği anlayışını zedeler.

Kur’an’da belirtilen ve Peygamberimiz tarafından öğütlenen yolda, toplumsal yardımlaşma ve dayanışmayı ön plana çıkarmak önemlidir. Zekât, sadaka gibi farz ve nafile ibadetler, malın bereketlenmesine ve paylaşılmasına katkı sağlar. Bu, sosyal adaletin sağlanmasında etkili bir yoldur. Faiz yerine, bu sistemlerin teşvik edilmesi, toplumun huzuru için gereklidir.

Modern dünya, faizli sistemlerle bir noktaya kadar ekonomik büyüme sağlasa da, uzun vadede bu sistemlerin sürdürülebilir olmadığı ortaya çıkmaktadır. Ekonomik istikrar, ancak adil dağılım ve helal kazançlarla sağlanabilir. Bu nedenle, faizden uzak durmak, toplumsal sorumluluğumuzun bir gereğidir.

Sonuç: Faizden Uzak Duruş

Faiz, sadece maddi kayıplara değil, aynı zamanda manevi kayıplara da yol açan bir uygulamadır. İslam, faizi haram kılarak, bireylerin maddi özgürlüğünü ve manevi huzurunu korumayı hedefler. Duanın ve ibadetlerin gücü, kişinin sonuçta yaşadığı huzuru ve içsel dinginliği artırır. Faiz yerine, adil ticaret ve yardımlaşma anlayışını benimsemek, toplumumuzun refahını artıracak ve Allah’ın rızasına nail olmanın yollarını açacaktır.

Arz edeceğimiz tüm ibadetlerimiz, yalnızca Allah rızası için olmalıdır. Unutmayalım ki, faize bulaşmamak ve onu yasaklamanın bilincinde olmak, bir Müslümanın en önemli sorumluluklarındandır. Allah, bu yolda azmetmiş olanları muvaffak etsin ve hepimizi bu çirkin kazanç yolundan korusun. Amin.

Scroll to Top