Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Giriş
Hayır ve şer konusunda en önemli olan, her şeyin Allah’tan geldiğini ve her durumun bir hikmet taşıdığını unutmamaktır. Her türlü nimetler, sıkıntılar ve zorluklar, Allah’ın takdirinin bir parçasıdır. İslam inancına göre, iyi ya da kötü her şey, bir şekilde Allah tarafından yaratılır ve insanlar bu olaylar karşısında nasıl bir tavır sergileyeceklerini bilirler. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda çeşitli ayetlerde hayır ve şerin Allah’tan olduğunu vurgulayan derin anlamlar yer almaktadır.
Hayır ve Şer Allah’tandır
Kur’an-ı Kerim’de hayır ve şerin sadece Allah’tan olduğuna dair birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerden biri, Yunus suresinin 107. ayetidir:
“Eğer Allah sana bir zarar dokunduracak olursa, onu yine Allah’tan başka giderecek yoktur. Eğer senin için bir hayır dilerse, O’nun lutf u keremini engelleyecek de yoktur. O, lutfunu kullarından dilediğine verir. O, çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.”
Bu ayetten anlaşıldığı üzere, hayatımızda karşılaştığımız her durumun bir sahibi vardır ve o da Allah’tır. Zarar ve sıkıntı geldiğinde yalnızca Allah’a yalvarmak gerekir. Aynı zamanda bir hayır istenildiğinde de, tarihin hiçbir noktasında Allah’ın iradesini aşacak bir güç bulunmamaktadır. İşte bu, her Müslümanın kalbinde yer etmesi gereken önemli bir inanıştır.
Yaratılış Amacı ve Hikmeti
İnsanlar yaradılışlarının amacını ve hikmetini anlayabilmek için hayır ve şer arasındaki dengeyi görebilmelidir. Nahl suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur:
“Hem nimet nâmına sizde ne varsa hepsi Allah’tandır. Kaldı ki, size bir sıkıntı dokunduğunda da yalnız O’na yalvarır yakarırsınız.”
Ayette, şükredilmesi gereken her nimet ve varlığın aslında Allah’tan geldiği belirtilmektedir. Ancak insanlar sıkıntı anlarında hemen Allah’a yönelmektedirler. Bu, insan doğasının bir parçasıdır ama her an Allah’a şükretmek, düşkün durumda ve rahatta Allah’a yönelmek en doğru olanıdır. Allah, her durumda daima yanımızdadır ve onu hissetmemiz için dua etmek, ondan istemek gerekir.
Denemeler ve Sabır
Hayatımızda çetin imtihanlarla karşılaşmamız pek çok şeyin bir parçası olarak görülmelidir. Zorluklar karşısında sabır göstermemiz, her şeyin Allah’tan geldiğini asla unutmamamız önemlidir. Fetih suresinin 11. ayetinde bu konuya değinilmektedir:
“De ki: Eğer Allah size bir zarar vermek veya bir fayda sağlamak istese, O’ndan size gelecek şeyi kim engelleyebilir? Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”
Bu ayet, insanın ne kadar güçlü bir varlık olarak görünse de, aslında her şeyin Allah’ın iradesi içerisinde olduğunu haber vermektedir. Zorluk ve sıkıntılar karşısındaki tavrımıza yön verecek olan şey, Allah’a olan inancımız ve sabrımızdır. Sabrederek, daha büyük bir mükafata nail olabiliriz.
Dua ve İman
Dua, Allah’a açılan en önemli kapıdır. Duygu ve düşüncelerimizi O’na ifade ederken, hayır ve şer konusunda daima bilincimizi korumalıyız. Duanın ettiğimiz hayırlar üzerinde etkisi oldukça büyüktür. Allah, dualarımıza kulak verir ve dileklerimizi değerlendirir. Nahl suresi 54. ayetinde şöyle buyrulmaktadır:
“Sonra Allah, sizden o sıkıntıyı giderir gidermez içinizden bazıları hemen Rablerine ortak koşmaya kalkışırlar.”
Bu ayetten, insanın sıkıntıdan kurtulduğunda nankörlük etme ihtimali açıkça görülmektedir. Oysa gerçek bir Müslüman, zor günlerinde de, Allah’ın birliğini ve kudretini asla unutmamalıdır. Hayırlar geldiğinde, onu Allah’tan bilmek ve her zaman kendisine yakın olmak gerekir.
Manevi Rehberlik ve Teslimiyet
Hayır ve şer hakkında düşünürken, her Müslümanın manevi rehberliğe önem vermesi gerekir. Birçok insan günümüzde maddi sıkıntılar, stres ve kaygılar ile başa çıkmakta zorlanmaktadır. Bu durumlarda Allah’ın kelamı ve peygamberimizin sünneti, iç huzuru bulmamızda bize yardımcı olacaktır. İslam’da her şeyin bir sınav olduğu bilinci, bizler için önemli bir sesi işitmektir. Huzur bulmak ve karamsarlıklardan kurtulmak için, teslimiyet içinde olmak elzemdir. Nahl suresi 51. ayetinde bu noktaya vurgu yapılmaktadır:
“O, yalnızca bir Tanrı’dır; bunu ancak ayetleriyle hakkıyla bilip itaat edenler anlar.”
Bütün bu ayetler, çeşitlilikteki sınavların, insanın İslam’a olan sadakatini ve teslimiyetini pekiştireceğinin göstergesidir. O yüzden her olay, hayır ve şer yönüyle o kadar derin bir dilsizdir ki, anlamaya çalışmamız gereken en önemli husus bu olayların birer fırsat olduğudur.
Müslüman Olmanın Sorumlulukları
Müslümanlar, hayır ve şeri ayırt edebilmeli ve her durumda sabırlı olmayı, dualar etmeyi unutmamalıdırlar. İman da, her olaya karşı gösterilen tutum ve davranışlarda kendini gösterir. İman, sadece dilde değil, kalpte kök salmış bir gerçektir. Allah’a teslimiyetle aslında her şeyde, hayır vardır. Fetih suresi 12. ayetinde, bu hususa dikkat çekilmektedir:
“Allah, sizin ve dostlarınız için bir yarar murat ederse, O’nun iradesini etkileyebilecek bir güç yoktur.”
Buradan anlaşılan odur ki, Allah’ın dilemesi dışında hiçbir şeyin olmayacağını unutmamalıyız. Yani hayır ve şer, her ne olursa olsun bir bütündür. Muhtaç olduğumuz her anda, Allah’a yönelmek ve O’ndan yardım istemek, imanın en önemli gerekliliğidir.
Sonuç
Hayır ve şer, her durumda Allah’tandır ve bu durumda bizler için önemli olan düşünen, inanan ve dua eden bireyler olmaktır. Kur’an’ın bu konudaki ayetleri, aslında bizlere bir olgunluk ve huzur getirmek içindir. Günde birçok zorlukla karşı karşıya kalsak da, bilmeliyiz ki bizlere düşen; dualarımızla, sabırlarımızla ve Allah’a teslimiyetle O’ndan gelecek hayırları beklemektir. Manevi dünyamızı beslemek ve bu dünya ile ahret arasında denge kurmak için, her şeyin Allah’tan geldiğini ve O’nun iradesine teslim olmanın bir imtiyaz olduğunu unutmamalıyız. Zira hayır ve şer her ikisi de, insanı Allah’a yaklaştıran önemli birer öğretmendir.