Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Giriş
İslâm dininde hayırlı işler, inananların yapması gereken en önemli görevlerden biridir. Hayır yapmak, insanı sadece dünyasında değil, âhiretinde de huzur ve saadetle buluşturur. Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’te hayırlı işler konusunda pek çok ayet ve hadis bulunmaktadır. Bu yazıda, bu hadislere değinerek hayırlı işler yapmanın önemini ve nasıl hayırlı işlerle meşgul olunması gerektiğini ele alacağız.
Hayırlı İşlerin Önemi
Yüce Allah, hayırlı işler yapmayı teşvik eden birçok ayet ve hadiste bulunur. Bu ayetlerden biri Bakara Suresi 272. ayettir: “Hayır olarak harcadıklarınız kendi iyiliğiniz içindir. Yapacağınız hayırları, ancak Allah’ın rızâsını kazanmak için yapmalısınız. Hayır olarak infak ettiğiniz ne varsa, karşılığı size tam olarak verilir ve asla haksızlığa uğratılmazsınız.” Bu ayet, yapılan iyiliklerin nihai olarak kişinin kendisine döneceğini ifade eder.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) ise hayır yapmanın gerekliliği ve faziletleri hakkında birçok söz söylemiştir. Ebû Hüreyre’den (r.a) nakledilen bir hadis-i şerifinde, “Karanlık geceler gibi birtakım fitneler ortalığı kaplamadan evvel, sâlih ameller işlemekte acele ediniz!” buyurmuştur. (Müslim, Îmân, 186) Bu hadis, zamanın değerini bilmenin ve fırsat varken hayır işlerini er geçmeden yapmanın önemini vurgular.
Kısacası, hayırlı işler sadece dünyevi menfaatler açısından değil, uhrevi bakımdan da son derece büyük bir öneme sahiptir. Allah’a yakınlaşmanın yollarından biri olan hayır işleri, bireyin ruhunu zenginleştirir ve manevi huzur sağlar.
Hayırlı İşlerde Acele Etmenin Faydaları
Hadislerde geçen “hayırlı işlerde acele edin” ifadesi, insanların elbette ki boş durmamaları gerektiğini hatırlatır. Çünkü ne zaman ne olacağı belli değildir. Bu konuda Resûlullah (s.a.v) şu şekilde buyurmuştur: “Yedi şey gelmeden evvel, sâlih ameller işlemekte acele ediniz…” (Tirmizî, Zühd, 3) İmam-ı Gazali de bu boş durmamanın önemini vurgulayarak, “Zamanı iyi değerlendiren, hayır kapılarında minister olabilir” der. Zaman, akıp giden bir nehir gibidir; elinizde kalan fırsatlar ise belki de bir daha geri gelmeyecek olan fırsatlardır.
Hayır yapan insanlar için, yapılacak olan iyiliklerin kapısı asla kapanmaz. Bununla birlikte, Allah dostlarının en çok vurguladığı noktalardan biri, hayır yaparken niyetin sadece Allah rızası olmasıdır. Niyetlerdeki sadelik, yapılan işin bereketi üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Bu çerçevede, hayırların yapılması sırasında gösterilecek şekilde, örneğin hani Abd Allah, her herhangi bir iyilik yaptığına dair bir kısım veya “Ben de yaptım” ifadesi etmelerini de kaçınılır.
Ayrıca, hayırlarda acele edenlerden biri olmak, insanı cennete davet eden bir yol da açar. Resûlullah (s.a.v) cenneti cennetle müjdelerken, “Bir kimse her zaman sahihel mi uslemâ dolayısıyla git üzerinde e namaz meclisinde bulunarak, eğer burada hazır olursa cenneti ortamda sohbet edenlerle birlikte bulunur! Zira kişinin dolayısıyla Allah’tan bir vacip alması muhtemeldir” buyurmuştur.
Hayır İşlerle İlgili Bazı Hadisler
Aşağıda, İslâm’ın hayır yapma konusundaki öğütlerini içeren bazı hadisleri derledik:
- Ebû Hüreyre’den (r.a) rivayet edilmiştir: “Kimin, Allah yolunda bir tek saçı ağarırsa, bu, kıyamet günü onun için bir nûr olur.” (Tirmizî, Fedâilü’l-Cihâd, 9/1635)
- Câbir bin Abdullah (r.a) şöyle anlatır: “Umudunu kaybeden bir kişi, beni cennetle müjdelendi. Bunun üzerine bir hurma fırlatıp ardından şehit düştü.” (Buhârî, Meğâzî, 17)
- Ebû Saîd el-Hudrî’den (r.a) rivayet edilmiştir: “Sizden sonrakiler de size uysunlar! Bir topluluk devamlı surette geri dura dura, Allah onları geri bırakır.” (Müslim, Salât, 130)
Bu hadisler, bir Müslümanın hayır yapmaktan ne denli yarar sağlayacağını ve başkalarına örnek olmanın güzelliğini anlatmaktadır. Ayrıca, hayırlı işlerde yalnızca ilgi ve zaman değil, aynı zamanda merhamet ve yardımseverlik duygusunun önemine de vurgu yapılır.
Hayır İşlemek İçin Neden Beklememeliyiz?
İslam düşüncesinde hayırlı işlerde acele etmenin bir başka nedeni de, olumsuzluklardan ve dertlerden kaçmak içindir. Zamanın ne kadar kıymetli olduğu herkesçe malum. İnsanlar için en büyük sert rüzgârlar, kimi zaman hayırlardan mahrum kalmak şeklinde gelecektir. O yüzden Resûlullah (s.a.v), “Ölmeden önce hayır yapmaya gayret ediniz” sözüyle, bu konuyu müminlere hatırlatıyor.
Bu bağlamda, yaptıkları iyiliklere bakarak, âyet-i kerimelerdeki işaretleri yeniden hatırlamak da mümkün. Eğer yapılmayan hayırların peşine düşülmezse, gereksiz bir şekilde hayır kapılarını kapatmış olacaksınız. Nitekim Kur’an’da “İyilik işleyenin faydası, kendisinedir.” (Câsiye 45/15) buyrulmuştur.
Âhirette müminler, dünya hayatında yapmadıkları hayırlardan dolayı pişmanlık duyacaklardır. İşte bu yüzden hiç zaman kaybetmemek ve hayır işlerine mutlaka eğilmek gerekir. Unutmayalım ki, İslam, bir yaşam biçimidir ve hayır işlemek bu yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır.
Sonuç
Hayır işlemek sadece bireylerin değil, toplumların da huzur içinde yaşamasını sağlar. İslâm, hayır yapmayı teşvik ederken, bu konuda acele etmenin gerekliliğini de vurgulamaktadır. Her Müslüman, hayatının her anında hayır yapma fırsatlarını değerlendirmeli ve bu minimallerin asla kayıtsız kalmamalıdır. Unutmayalım ki, yaptığımız her hayır, Allah katında değerlendirilecek ve karşılığını bulacaktır. Hayırlı işler, hem dünyamızda hem de âhiretimizde mutlu bir yaşamın anahtarıdır.