Hz. Muhammed’in Ölümü: Hayatı ve Vasiyeti

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Hz. Muhammed’in Vefatı ve Hastalığı

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sas), 632 yılında, 63 yaşındayken vefat etmiştir. Vefatından önceki günlerde, Medine’nin ‘Cennetü’l-Bâkî’ olarak bilinen mezarlığı ziyareti akabinde hastalanmış ve on üç günlük bir hastalık dönemine girmiştir. Bu süreçte, hastalığının ilk beş gününü eşlerinin yanında geçirerek, her birinin gönlünü kırmamaya özen göstermiştir. Hastalığı süresince ateşlenmiş, zaman zaman bayılma durumları yaşamıştır. Bu dönemde sağlık durumunun kötüleştiğini hissettiği için, önemli mesajlarını ve vasiyetini ümmetine iletmek adına special bir çaba içinde olmuştur.

Hastalığı sırasında, Hz. Fâtıma ile yaptığı bir konuşma esnasında, kendisine her yıl Ramazan ayında Cibril’in kendisiyle Kur’an’ı mukabele ettiğini söyleyip, bu yıl iki defa mukabele edildiğini belirtmiş ve bunu ecelinin yaklaştığına işaret olarak almıştır. Hz. Fâtıma’nın üzülmesinin ardından, ‘kızım, her yıl böyleydi, bu yılki ile benim aramda bir fark var’ diyerek, onu teselli etmiştir.

Vefatından beş gün önce, vasiyetini yazdırmak istemesi üzerine, yanındaki bazı kişiler, ‘Rasulallah (sas) ağır hasta, ona ilk elden Kur’an yeter’ diyerek tartışmalara girmişlerdir. Bu esnada, Hz. Muhammed (sas), “Hiçbir peygamberin yanında tartışılması yakışık almaz. Beni kendi hâlime bırakın” diyerek duruma son vermiştir. Ardından, yeniden vefatından iki gün önce vasiyetine dönüş yaparak şu üç hususu ifade etmiştir: 1) Müşrikleri Arabistan’dan çıkarınız, 2) Gelecek elçilere benim yaptığım gibi, ikramda bulununuz, 3) Üçüncü maddeyi unuttum (bunun üzerine ihtilaf çıkmıştır).

Peygamber Efendimiz’in Son Günleri

Peygamber Efendimiz, hastalığının son günlerinde, başucunda bulunan Hz. Ali ve Hz. Abbas’ın yanına düşerek, onların kollarında odası olan Hz. Aişe’nin yanında vefat etmiştir. Hastalığı sürdüğü sırada, Mescid’e çıkmayı çok istemiştir ama vücudu buna müsaade etmemiştir. Sıkça bayılma durumları yaşamış, ateşi yükselip düşmüş, bu dönemde zaman zaman kendini iyi hissedip Mescid’e gitmek istemiştir. Ancak, hastalığı ağırlaştıkça, ilk günlerdeki gibi gidemez hale gelmiştir. Son bazı saatleri ise Ehl-i Beyt’inin yanlarında geçirmiştir.

Vefatının son gününde, ruh haleti oldukça tedirgindi. Sabaha doğru ateşi düşmüş ve namaz kılmak üzere yanındaki eşinin kollarında gün boyunca sevinçle onları izlemiştir. Onların namaza durduğunu görünce, sevincine müteakip kendi odasına geçmiş ve onlarla vedalaşarak rahmete kavuşacağını söylemiştir. Ziyaretlerinin ardından Hazreti Ebû Bekir’in arkasında sabah namazını kılmayı istemiş, fakat yeni bir bayılma geçirmiştir. Ashabının bu durumuna oldukça üzüntüyle akıllarına gelen namaz durumu için tasavvur etmiştir.

Vefatına az bir süre kala, Allah’a yalvararak, “Allah’ım, beni Rafîk-i A’lâ’ya ulaştır” diyerek, en yüksek dostu istediğini beyan etmiştir. Sonunda, başı Hz. Aişe’nin kucağında, 11 Rebiül-evvel 632 tarihinde, aziz ruhunu teslim etmiştir.

Peygamber Efendimizin Vasiyetleri

Vefatından önce, Hz. Muhammed (sas) toplum için önemli vasiyetlerde bulunmuştur. Bu vasiyetini sık sık vurgulayarak, Müslümanların birbirleriyle olan ilişkilerine dikkat etmelerini istemiştir. “Halkım! Müşrikleri Arabistan’dan çıkarın. Her kimin arkasına bir kamçı vurmuşsam, işte sırtım, gelsin vursun” diyerek geçmişteki hatalarından dolayı helallik istemiş, borçlarını ödeyeceğini belirtmiştir. Bunun en önemli kısmı, Allah’a kulluktan ve birliğin sağlanmasından geçmiştir. Ashabına, Ehl-i Beyt’e ve özellikle Hz. Ali ile Hz. Ebû Bekir’e hitap ederek, birbirlerine duydukları saygı ve muhabbeti artırmalarını istemiştir.

Vefatından bir gün önce, cenaze namazı sonrası vasiyetini toparlarken, insanların birbirine karşı duyduğu özlemi ve rahmetin, nasıl bir araya gelmelerini sağladığını vurgulamıştır. Ayrıca, son olarak ‘Her kimin üzerinde başkasına ait bir hak varsa, ayıplanmaktan çekinmesin, sahibine ödesin’ diyerek adaletin önemini vurgulamıştır. Bu sözleri, sadece Efendimiz’in işaret ettiği hususlar değil, aynı zamanda dini ve ahlaki değerlerin toplumda daima yer bulması gerektiğine ilişkin önemli tavsiyeler niteliği taşımaktadır.

Son Hutbe ve Ölüm Sonrası Dönem

Peygamber Efendimiz, son hutbesinde, yaşadığı serüvenlere atıfta bulunarak, “Bu gün benim etrafımda hüzün var, fakat benimle buluşacağınız gün yakındır” demiştir. Burada çok önemli bir noktaya değinmiştir; artık O, Allah’a kavuşacakken, inananların az önce yaşadıkları, tamamen ruhsal bir deneyimden ibaretti. Ölümden sonrası olan durumu, ashaba istediği şekilde aksettirmiştir.

Peygamber (sas) vefat ettiğinde, ashap büyük bir kaygı ve kargaşaya kapılmıştır. Hz. Ebû Bekir, bu durumu yönetme sorumluluğunu üstlenmiş ve İslam toplumunun yeni döneminde liderliği kabul etmiştir. Vefatından sonraki günlerde, Müslümanlar başta Hz. Ebû Bekir olmak üzere halifelerin yönetimlerinde, dini ve siyasi birliğin yeniden sağlanması adına olağanüstü bir çaba göstermiştir. Ashabın birbirlerine olan saygısı ve sevgi bağı, Hz. Muhammed’in bıraktığı mirasın en önemli yansıması olmuştur.

Peygamber (sas) vefatının ardından İslam’ın yayılması ve temel prensiplerinin korunması için ciddi mücadeler verilmiştir. Vefat eden Hz. Muhammed (sas), manevi varlığıyla daima Müslümanların kalplerinde yer almış ve onlara rehberlik etmeye devam etmiştir.

Sonuç

Hz. Muhammed (sas)’in ölümü, sadece dünyasını değiştirmekle değil, aynı zamanda İslam dininin geleceğine büyük tesirler bırakmıştır. Onun hayatı, muhabbeti, ahlakı ve getirdiği öğretiler, Müslümanlar için bir ışık kaynağı olmaya devam etmektedir. Ölüm, sadece bir son değil, yeni bir başlangıç anlamına gelmektedir. Bu açıdan bakıldığında, Peygamber Efendimizin hayatı ve ölümü üzerine düşünmek, Müslümanlar için manevi bir derinlik oluşturmakta ve inananların yollarına ışık tutmaktadır.

Scroll to Top