Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
İsrâ Suresi Nedir?
İsrâ Suresi, Kur’an-ı Kerim’in 17. suresidir ve Mekke döneminde indirilmiştir. Bu sure, adını ‘gece yürütmek’ anlamına gelen ‘İsrâ’ kelimesinden alır. Ahzâb Suresi ile birlikte birçok ayeti, Allah’ın birliğini ve peygamberliğin önemini vurgular. Ayrıca, insanlara düşen sorumlulukları da açık bir dille ifade eder. İsrâ Suresi, temel olarak İslam’ın özünü, dini ve ahlaki emirleri içerir. İçinde birçok kıssa ve ibret verici ders barındırır. Özellikle, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) Miraç gecesinde yaşadığı mucizelerle birlikte, insanlara verilen değer ve ibadetlerin önemi üzerinde durulmaktadır.
İsrâ Suresi 24. Ayetinin Meali
İsrâ Suresi’nin 24. ayeti, kelime kelime şu şekildedir: وَاخْفِضْ لَهُمَا جَنَاحَ الذُّلِّ مِنَ الرَّحْمَةِ وَقُلْ رَبِّ ارْحَمْهُمَا كَمَا رَبَّيَان۪ي صَغ۪يرًا [
Rabbimiz: “Onlara merhamet ederek tevazu kanadını indir ve de ki: ‘Rabbim! Tıpkı beni küçükken koruyup büyüttükleri gibi sen de onlara merhamet et!”
Ayetin Anlamı ve Tefsiri
Bu ayet, ana-babaya karşı olan sorumluluklarımızı ve onlara olan şefkatimizi öne çıkarır. Allah, kendisine kulluk ettikten sonra ana-babaya iyilik yapmayı emreder. Bu, onlara karşı olan sevgi ve saygıyı pekiştirmekte ve yaşlılıklarında onlara yardımı vurgulamaktadır. Ana-babaya iyilik yapmanın en önemli yönlerinden biri, onların yaşlandıklarında her türlü saygıyı ve merhameti gösterme gerekliliğidir. Ayette, ‘sakın onlara ‘öf!’ bile deme’ buyurulur. Bu, insanın ucuz bir öfkeyle onlara zarar vermemesi gerektiğini ifade eder.
İkinci olarak, ayette geçen ‘kanat germe’ ifadesi, insanın iki kanadıyla, yani sevgi ve merhametle ana-babasına yaklaşması gerektiğini gösteriyor. Bu, aynı zamanda alçakgönüllülük ve tevazuyu da beraberinde getirir. Allah, kulunun dua ve merhametle onlara yaklaşmasını istemektedir. Bununla birlikte, dua ve merhamet, ana-babaya karşı olan sorumluluklarımızı pekiştirmektedir.
Yüce Allah, rahmet dilediği her zaman için elbette ki dualarımızı kabul edecek ve merhamet yağdıracaktır. Ayetin bitiminde, Allah’ın, anne ve babanın küçükken nasıl terbiye ettiğine vurgu yapılarak, onların büyüttüğü gibi, bizlerin de onlara dua etmemiz gerektiği hatırlatılmaktadır. İşte burada kelimelerin derin anlamı devreye giriyor. Bizleri büyüten elleri muhtaç durumda görmek, Yüce Allah’a karşı olan görevlerimizi yerine getirmek zorundayız.
Ameller ve İyi Niyetin Önemi
İsrâ Suresi 24. Ayet, bize sadece ana-babaya karşı değil, tüm insanlara karşı merhametle yaklaşmamız gerektiğini hatırlatır. Dua, sevgi ve saygı ile yaklaşmak, her türlü alçakgönüllülükle hareket etmek, insanların kalplerini kazanmanın ve huzurlu bir toplum oluşturmanın temel yollarıdır. Bu ayet, aynı zamanda kişisel bir iç muhakeme yapmamıza vesile olur; ‘Acaba ben, yaşlı ana-babama karşı yeterince nazik ve merhametli miyim?’ diye sorgulamalıyız.
İyi amellerimiz ve temiz niyetlerimiz, Allah’ın rahmetine müstahak olmamızı sağlayacaktır. Ana-babaya karşı duyduğumuz sevgi, onlara yaklaşımımızı ve onların hizmetinde olmamız gerektiğini göstermektedir. Dua etmekte de aynı sadeliği bulmalıyız; ‘Rabbim, onları ebediyen nasıl terbiye ettilerse, sen de bana merhamet et.’ dediğimizde, kelimelerimizin anlamını en derin şekilde anlayabiliriz.
Bu ayet, her birimize yaşamımızın içinde bir rehber gibi olmalıdır. Çünkü insan, her zaman Allah’ın rahmetini talep edebilme şansına ve güzelliğine sahiptir. Sonsuz merhametiyle dolu olan Allah, elbette ki bizlerin duasını kabul edecektir. Bu dua da ahirette, merhamet ve sevginin sembolü olacaktır.
Günlük Hayatımızda İsrâ Suresi 24. Ayetin Yeri
Günlük yaşamımızda, İsrâ Suresi’nin 24. ayetindeki bilgiler bizim için büyük birer rehber niteliğindedir. Aile içerisinde yaşlı ebeveynlerimize karşı olan tutumumuz, özellikle genç neslin onlara karşı olan sorumlulukları, bu ayetin içeriklerine dayanmaktadır. Yaşlanma ve zamanla gelen yorgunluk, insanın kalbindeki merhameti ortaya koymalıdır. Duygularımızı ve düşüncelerimizi kelimelere dökmeden önce, ‘Acaba bu sözlerim, ana-babama merhametle yaklaşmak için yeterli mi?’ diye düşünmeliyiz.
Ayrıca, çeşitli durumlarda yaşadığımız zorluklar karşısında bizlere destek olan ebeveynlerimize olan borcumuzu ödemenin en güzel yolu, onlara sevgi ve saygıyla yaklaşmak olabilir. Onların yeri cennet, bizlerin ebedi mutluluklarının kaynağıdır. Dua etmek, bizleri arındıran ve ruhumuzu besleyen bir kaynaktır. Her an dua ederek, hem kendimizi hem de onlara yaklaştırırız.
Çünkü, bizleri büyütmenin verdiği samimiyet ve sabır, ebeveynlerimizi bizlerden daha fazla yormaktadır. İşte bu sebepten dolayı, onlara sevgi ve saygımızda azalma olmamalıdır. Kendi huzurumuz için, onları mutlu etmek ve merhametlerini kazanmak, temel ilkelerimiz arasında yer almalıdır.
Sonuç
İsrâ Suresi 24. ayeti, bize ana-babaya olan saygıyı ve şefkati hatırlatan çok değerli bir ayettir. Bu ayet, sadece aile içindeki ilişkileri değil, aynı zamanda toplumsal değerleri de yansıtır. Merhametli bir toplum oluşturmak, her bireyin kendisine düşen sorumlulukları yerine getirmesiyle mümkündür. Her zamanki gibi Allah’a sığınarak, dualarımızda onları unutmayalım. Anne-babamızın ruhları için de sürekli dua edelim. Unutmayalım ki, huylarımız ve amellerimiz kalitemizi artırır ve halis niyetlerimizle Allah’ın rahmetine müstahak olmamızı sağlar. Dualarımız ve iyi amellerimizle, hayat yolunda sevdiklerimize daha iyi bir rehber olalım.