İsrâ Sûresi 79. Ayeti Tefsiri ve Önemi

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

İsrâ Sûresi ve Genel Özellikleri

İsrâ Sûresi, Kur’an-ı Kerim’in on yedinci surelerinden biri olup, Mekke’de inmiştir. 111 ayetten oluşan bu sure, ismini ilk ayetinde geçen “İsrâ” kelimesinden almakta, bu kelime “gece yürütmek” anlamına gelmektedir. Resûlullah (s.a.s.)’in Miraç gecesinde Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksâ’ya geceleyin götürülmesi, bu sure ile sembolize edilmektedir. Kur’an’ın önemli temalarından birisi olan Yüce Allah’a hamd ve tesbih, bu surede de sıkça vurgulanmaktadır.

İsrâ Sûresi, başta Allah’ın birliği ve kudreti olmak üzere birçok dinî ve ahlaki prensibi içermektedir. Bu surede, ayrıca İsrâiloğulları’nın isyanları ve iki defa sürgün edilmeleri ile ilgili anlatımlar da yer almaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in kıyamete tanıklık etme ve şefaat yetkisine sahip olacağı müjdelenmiştir. Bu surede yer alan ayetler, mü’minlerin davranışlarını şekillendirmesine yönelik talimatlar içermekte ve inananları yüce değerlere yönlendirmektedir.

Özellikle İsrâ Sûresi, imanın gereklerine dikkat çekerken, insanın manevi hayatını zenginleştirerek Allah’a yakınlaşmanın yollarını da göstermektedir.

79. Ayetin Meali ve Anlamı

İsrâ Sûresi’nin 79. ayeti şöyledir: “Ve minel leyl fe tehecced bihi nafileten leke, a’sa en yab’aseke rabbüke makamen mahmuda.” Bu ayetin meali, “Gecenin bir kısmında uyanıp sana mahsus bir ibadet olmak üzere teheccüd namazı kıl. Böyle yaptığın takdirde umulur ki Rabbin seni Makâm-ı Mahmûd’a eriştirir.” şeklindedir.

Teheccüd, sözlük anlamı olarak gece kalkıp ibadet etmek anlamına gelir. İslam dininde teheccüd namazı, ilk yıllarda müslümanlar için farz olarak belirlenmiş, ancak zamanla kuvvetli bir sünnet olarak devam etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), geceleri uyuduktan sonra kalkarak bu ibadeti sürekli olarak yerine getirmiştir. Ayette, bu ibadeti yerine getirmenin müminlere sunacağı büyük bir ödül, yani Makâm-ı Mahmûd’a erişim ümidi verilmiştir.

Makâm-ı Mahmûd, kıyamet günü Hz. Muhammed (s.a.s.)’e özel bir şefaat Hakkı tanınması ve en yüce mertebe olarak tasvir edilmektedir. Kısaca, teheccüd namazı, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda Yüce Allah ile kul arasında özel ve derin bir bağ kurma şeklidir.

Teheccüdün Önemi ve Fazileti

Teheccüd namazı, dinimizde çok önemli bir yere sahiptir. Gecenin sakinliğinde yapılan bu ibadet, kişinin özel bir zaman diliminde Rabb’ine yönelmesi için bir fırsat sunmaktadır. Teheccüd, özellikle günahlardan arınma, ruhsal huzur bulma ve Allah’a yakınlaşma yolunda etkili bir yoldur. Allah Resulü (s.a.s.), bu konuda şunları buyurmuştur: “Gece kılınan namaz, geçmişteki günahların affedilmesine vesile olur.”

Hz. Aişe (r.anha) validemiz de Resûlullah’ın her gece İsrâ ve Zümer surelerini okumadan uyumadığını bildirmiştir. Bu da gösteriyor ki, bu surelerin okunması, manevi bir derinliğin yanında ruhsal bir rahatlama da sağlamaktadır. Teheccüd namazının getirdiği faydalar arasında, kişinin her türlü dert ve sıkıntısından kurtulması da yer almaktadır. Allah’a yönelim, dua ve niyaz, ne kadar ağır bir yük taşıyor olursa olsun, taşıdığı yükü hafifletecek şifayı ve huzuru getirir.

Modern yaşamda, insanların ruhsal ve manevi olarak karşılaştıkları zorluklar göz önünde bulundurulduğunda, teheccüd namazı yapmak, kişiye büyük bir fayda sağlamaktadır. İnsanlar, gündelik koşuşturmacanın ve stresin altında ezilirken, gecenin karanlığı ve sessizliği, ruhlarını yeniden arındırmaları için bir fırsat sunar.

Teheccüd Namazının Pratik Yapılışı

Teheccüd namazı, her ne kadar İslam’ı ilk kabul eden Müslümanlar için farz olsa da, günümüzde sünnet olarak yerine getirilmektedir. Gece yarısı veya daha geç bir saatte, uyku halinden uyanıp, abdest aldıktan sonra iki rekât namaz kılmakla başlanabilir. Teheccüdün en güzel zaman dilimi, gecenin son üçte biri olarak kabul edilmektedir. Bu zaman dilimi, Allah’ın rahmetinin en çok indiği zamanlardır.

Teheccüd ibadeti, niyetle başlamaktadır. Abdest alındıktan sonra, samimi bir şekilde Allah’a yönelmek ve O’na dua etmek, bu ibadetin ruhunu oluşturur. Namaz sırasında Kur’an okumak, daha özel bir atmosfer yaratır. Bu yüzden, teheccüd namazı kılarken, kalbin huzur bulması ve Allah’a yakınlaşma arzusu, bu ibadetin en önemli unsurlarındandır.

Peygamberimiz (s.a.s.) bu namazı kılarken, özellikle sabah namazından önce yapılan teheccüd, çok faziletli bir ibadettir. İkindi sonrası uykuda kalınarak uyanıldığında, Allah’a yaklaşma fırsatı kaçırılmamalıdır. İşte bunun için, duaların önemine, Allah’ı zikretmenin ve O’na yönelmenin ne kadar değerli olduğuna dair bir bilinç geliştirilmelidir.

Makâm-ı Mahmûd ve Kulun Yüceliği

Teheccüd namazının en büyük müjdesi, insanı Makâm-ı Mahmûd’a eriştirmesidir. Bu makam, kulun Allah katındaki en yüksek mertebelerden birisidir. Bu mertebeye ulaşabilmek, Müslümanın en büyük idealidir. İslami terminolojide, Makâm-ı Mahmûd, şefaat ve övgü itibariyle benzeri olmayan bir mertebedir. Bu, yalnızca Hz. Muhammed (s.a.s.)’e tanınan bir ayrıcalık değil, aynı zamanda teheccüt eden kullar için de bir davettir.

Peygamber Efendimiz (s.a.s.), dua ve niyaz sırasında, Allah’a en yakın olma durumunu sağlamada teheccüde özellikle vurgu yapmıştır. Her bir müminin, hayatındaki her zorluğun üstesinden gelmek için Allah’tan yardım istemesi öğütlenmiştir. Teheccüd, her Müslüman için bir ibadet olarak kabullenilmiş ve müminin ruhunu canlandıran bir pratik olarak düşünenlerin hayatında yerini almalıdır.

Unutulmamalıdır ki, teheccüd namazı yalnızca maddi istekler için değil, manevi huzur ve Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla da kılınmalıdır. İnsan, her türlü sıkıntısında, sadece dünyevi değil, uhrevi kazançları da gözeterek dua etmeli, Allah’a olan bağlılığını derinleştirmelidir. Bu bağlamda, Allah ile aramızdaki bağı kuvvetlendirmek için teheccüd, büyük bir vesile olarak görülmeli ve hayatımızda yer bulmalıdır.

Sonuç

İsrâ Sûresi’nin 79. ayeti, teheccüd ibadetinin önemi ve faziletiye ışık tutmaktadır. Geceleyin uyanmak ve ibadet etmek, ruhsal huzurun temininde büyük bir etkiye sahiptir. Bu ibadet, sadece Allah’a yakınlaştırmakla kalmaz, aynı zamanda müminin manevi hayatını da zenginleştirir. Dolayısıyla, İsrâ Sûresi’nde anlatılan bu özel ibadet seçeneği, tüm Müslümanlar için bir davet niteliğindedir. Teheccüd, sadece bir namaz değil, aynı zamanda kişinin ruhunu besleyen bir iletişim köprüsüdür.

Her bir Müslüman, umudunu yitirmeden, gecenin karanlığına çıktığında Allah’a yönelmeli ve O’na dua etmelidir. Çünkü dua, insan kalbinin Allah’a açılan kapısıdır ve bu kapıdan girebilmek için teheccüd, en güzel bir vesiledir. Allah, bu ibadeti en güzel şekilde yapan kullarını cennetinde en yüksek makamlarda ağırlasın. Amin.

Scroll to Top