Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Kumarın Tanımı ve İslam’daki Yeri
Kumar, insanın kazanmak umuduyla şansa dayalı oyunlar oynamasıdır. İslami perspektifte bakıldığında, kumarın birey ve toplum üzerinde olumsuz etkileri olduğu anlaşılmaktadır. Kumar, kişilerin zihinlerini, kalplerini ve ruhlarını etkileyen bir tuzak olarak kabul edilir. İnsanların bu tür eylemlerden uzak durmaları gerektiğine dair Kur’an-ı Kerim’de açık hükümler bulunmaktadır. Kumarın menfi yönleri ve ruhsal sıkıntılara sebep olabilecek etkileri, onu İslam’da haram kılmaktadır.
Kur’an’da kumar ve içki konusuyla ilgili olarak pek çok ayet bulunmaktadır. Özellikle Bakara, Maide ve Nisa surelerinde, kumar ve piyango gibi şansa bağlı oyunların insanlar üzerindeki etkileri vurgulanmış, bunların günah olduğu bildirilmiştir. Bu bağlamda, kumarın öne çıkan bir diğer yönü de, toplumsal ilişkilerin bozulmasına yol açmasıdır. İnsanların birbiriyle olan ilişkilerini zedeler, kin ve düşmanlık tohumları ekebilir. Dolayısıyla dinimiz, bu tür fiillerden kaçınmamız yönünde nasihatlerde bulunmaktadır.
Allahu Teâlâ, insanlara çeşitli nimetler bahşetmişken, kumar gibi kötü yollarla bu nimetlerden mahrum kalmamayı öğütlemektedir. Dinimizde mala haram yoldan el koymak, başkalarının haklarına tecavüzde bulunmak büyük günahlardandır. Bu nedenle, müslümanlar için kumar, yalnızca maddi kayıplara yol açmakla kalmaz, aynı zamanda manevi bir tükenişe de yol açabilir.
Kuran Ayetlerinde Kumar Hakkında Uyarılar
Kur’an-ı Kerim’in Bakara suresi, kumara dair önemli bir ayetle başlamaktadır. Yasin suresi 219. ayetde şöyle buyurulmaktadır: “Rasûlüm! Sana içki ve kumarın hükmünü soruyorlar. Şöyle de: ‘Onlarda büyük bir günah ve zarar, bununla birlikte insanlar için birtakım faydalar da vardır; fakat günah ve zararları faydalarından daha büyüktür.'” Bu ayetten anlaşıldığı üzere, kumar ve içki gibi şeylerde görünürde bazı faydalar bulunsa da, bunların yaratmış olduğu zararlar çok daha yüksektir. İşte bu nedenle, mukminler olumsuz sonuçları göz önünde bulundurarak bu tür eylemlerden uzak durmalılardır.
Bir diğer önemli ayet ise Mâide suresi 90. ayettir: “Ey iman edenler! İçki, kumar, tapınmak ve putlara kurban kesmek için dikilen taşlar, fal ve şans okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz.” Bu ayet, kumarı sadece bir haram eylem olarak değil, aynı zamanda şeytanın bir oyun aracı olarak da değerlendirmektedir. Dolayısıyla, bu tür fiillerden kaçınmanın, Allah’a yaklaştıracağını ve kişi için bir kurtuluş vesilesi olacağını ifade etmektedir.
Yine Mâide suresi 91. ayette ise şöyle buyrulmaktadır: “Hiç şüphesiz şeytan içki ve kumar yoluyla sizin aranıza ancak düşmanlık ve kin bırakmak, sizi Allah’ı zikretmekten ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz, değil mi?” Şeytanın kumar gibi eylemlerle araya düşmanlık sokmak ve ruhi huzursuzluk oluşturmak istediği belirtilmektedir. İman edenler, bu tuzaklardan kaçınarak Allah’a daha yakın olabilirler.
Kumarın Bireysel ve Toplumsal Zararı
Kumar oynamak, bireyde bağımlılık yapabilen bir hastalık hale gelebilir. Kişi, başlangıçta eğlence amaçlı yola çıkmış olsa bile, zamanla bu durumun bir zorunluluk haline gelmesi, onu maddi, manevi ve sosyal bir çöküşe sürükleyebilir. Kumar bağımlılığı, aile yapısını zedeler, kişiyi iş hayatında başarısızlığa sürükler; sonuç olarak toplumun bir parçası olarak bireyin mutluluğunu tehdit eder hale gelir. İşte bu nedenle, dinimiz, kumardan uzak durmamızı sağlamaktadır.
Kur’an’da, bireylerin yaşam tarzını ve toplumun ahlakını korumak için yasaklanan her şeyin ardında bir hikmet bulunmaktadır. Bu tür fiiller, sadece bireyde değil, toplumda da huzursuzluk yaratır. Kumar yüzünden yapılan kavgalardan tutun da, ekonomik sıkıntılara kadar geniş bir etki yelpazesine sahiptir. Böyle bir ortamda, insanlar arasındaki güven ilişkisi oldukça zedelenmekte ve bu durum, sosyal çatışmalara sebep olmaktadır.
Ayrıca, kumarla ilgili mahkemeden çıkacak sonuçlar, ibadetlerin eksik icra edilmesi gibi birçok manevi kayba da yol açar. Müslüman bireyler, dini görevlerini yapmadıklarında maneviyatlarını kaybettiklerinden, huzursuz olmaları kaçınılmaz hale gelir. Bunun sonucunda ise, hem özel hem de sosyal hayatları olumsuz etkilenir.
Manevi Huzur İçin Kumarı Terk Etmek
Manevi huzurun kaynağı, Allah’a olan bağlılık ve O’na yaraşır bir hayat sürmektir. Qur’an-ı Kerim’de kumar yasaklanırken, müslümanların manevi olarak daha huzurlu bir yaşam sürmeleri için Allah’a yönelmeleri önerilmektedir. Bu durum, dua ve ibadetle pekişmektedir. Müslüman bir birey olarak ruhunu Allah’a adayarak gerçekten huzur bulabilir. Dolayısıyla, kumarın getirdiği belirsizlik ve sıkıntıları geride bırakmak, kişinin manevi olarak daha sağlıklı bir temele oturmasını sağlar.
Birey, hayatında Allah’la olan bağını kuvvetlendirmeli; her sıkıntısında O’na yönelmeli ve dua etmelidir. Kumardan uzak durmak, Allah’a yakınlaşmanın bir yolu olup, bu süreçte sabır ve irade gösteren müminler için manevi bir ikram olacaktır. En önemlisi, ruhları arındıracak ve ferahlatacak olan ibadetlerdir. İbadetler, kalplere huzur ve güven aşılayarak kumar gibi pisliklerden arınmak konusunda yardımcı olur.
Bu nedenle, kumar O’nun razı olmadığı bir fiil olarak değerlendirildiği için, müslümanlar bu konuda son derece dikkatli olmalı ve göz önüne serilen ayetlere göre hareket etmelidir. Bu bilinçle hareket eden birey, hem kendisi hem de toplumu için daha sağlıklı bir yaşam tarzı seçmiş olur.