Kur’an’da Mazlumlarla İlgili Ayetler

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Giriş

Mazlumlar, İslam dininde özel bir yere sahiptir. Zulme uğrayan, hakları gaspedilen ve haksız yere sıkıntı çeken insanlara karşı duyulan merhamet, dinimizin temel taşlarından biridir. Kur’an-ı Kerim’de mazlumlarla ilgili pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler, hem mazlumların haklarını koruma konusundaki Allah’ın uyarılarını, hem de mazlumların daima Allah’a sığınmalarını teşvik eden mesajlar içermektedir.

Mazlumların Korunması ve Hakları

Kur’an’da mazlumların haklarının korunması, sosyal adaletin sağlanması için önemli bir vurgudur. Allah, zaman zaman kullarına zulmedenlerin durumunu hatırlatır ve mazlumları korumanın önemini vurgular. Bu noktada Bakara Suresi, 254. ayette şöyle buyurulur: “Ey iman edenler! Kendisinde hiç bir alışverişin, hiç bir dostluğun ve hiç bir şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir.” Bu ayet, müminlerin Allah yolunda infak etmeleri gerektiğini ve zalimlerin akıbetinin kötü olduğunu belirtmektedir.

Bir diğer önemli ayet ise Al-i İmran Suresi, 117. ayettir: “Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgarın hali gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlardı.” Bu ayet, mazlumların durumu hakkında düşündürücü bir hikaye ile ifade edilmiştir.

Ayrıca Nisa Suresi, 30. ayette “Kim zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlese, yakında onu cehennem ateşine atacağız. Onu ateşe atmak da Allah’a pek kolaydır.” denilmektedir. Bu da bize Allah’ın zulme karşı ne kadar hassas olduğunu gösterir. Kim kendisine ya da başkasına zulm ederse, bunun sonucuyla karşılaşacaktır.

Allah’a Sığınma ve Teslimiyet

Mazlum olan insanların, zulme uğradıklarında Allah’a yönelmeleri gerektiğine dair ayetler de vardır. Şuara Suresi, 227. ayette “Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, Allah’ı çok çok ananlar ve haksızlığa uğradıkları zaman kendilerini savunanlar müstesna; haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akibete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir” buyrulmaktadır. Bu ayet, mazlumların gerçekleştirmesi gereken öncelikli amellerin Allah’ı anmak ve hakkı savunmak olduğunu işaret etmektedir.

Kendisine zulmedilen kişiler, Yusuf Suresi, 36. ayeti hatırlayabilirler: “Rabbim! Doğrusu kendimi ziyana uğrattım. Beni bağışla!” Dualarımızda da böyle bir teslimiyetle Allah’a sığınmalıyız. Zalimlere karşı dur işareti olarak, kendimize düşeni yapmak ve Dua etmek, teslimiyet göstermektir.

Diğer bir ayet olan Mu’min Suresi, 22. ayette ise “Allah’a karşı gelmeme şartıyla, zulme uğrayan kişiler ifadesini her ortamda en iyi şekilde kullanmalıdırlar” denilmektedir. Kime zulüm yapılmış olursa olsun, bunun karşısında durmayı öğrenmeliyiz.

Mazlumlar İçin Teselli ve Umut

Kur’an, mazlumlar için bir umudun kapılarını açmaktadır. Baqarah Suresi, 286. ayette “Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez” buyrulmaktadır. Müslümanlar, başlarına gelen her türlü dert ve sıkıntının, başlarına gelebilecek en yüksek yoğunluktaki zulümler karşısında bile, Allah’ın ona karşı yüklenmeyeceği bir maddiyatı olduğunu unutmamalıdırlar. Bu durum, mazlumların manevi destek bulmaları açısından önemlidir.

Bununla birlikte Ra’d Suresi, 11. ayette “Şüphesiz, Allah, ona (kulu) kendisine karşı sabırlı olanlarla beraber o kişiye eşlik eder” ifadesi ile de teselli verilmiştir. Yani mazlumlar her ne olursa olsun, sabrettiklerinde sonunda Allah’ın yanında olacaklarını bilmeleri gerekmektedir.

En önemlisi Cin Suresi, 18. ayotte “Muhakkak Allah, inkâr edenler ve zulmedenler ne bağışlar ne doğru bir yola iletir.” Eğer bu dünyada yaşarken mazlum iseniz, bu gibi ayetlere bir umut ışığı olabilir. Sonunda, inanan ve sabreden kişiler Allah’ın huzuruna en güzel şekilde kabul edilecektir.

Kıyamette Mazlumların Yeri

Kıyamet gününde de mazlumların durumu oldukça önemli bir yere sahiptir. Kur’an, kıyamette zalimlerin cezasının ağır olacağını farklı ayetlerle belirtmektedir. Ankebut Suresi, 46. ayette “Doğrusu biz, zalim olan ama işlerini yaptıktan sonra fitne durumuna düşenleri elbette büyük bir azapla cezalandıracağız” demektedir. Yani Kıyamet günü mazlum olanların sesi yükselecek ve zalimlerden hesap sorulacaktır.

Bir ayette de Zümer Suresi, 71. ayette “Ve zalimleri de toptan cehennemde bırakacağız.” denilmektedir. Bu da, mazlumların bu dünyadaki haklarının kaybedilmesini, ahiret için bir umuda dönüştürmektedir. Kıyamet günü mazlumların gözyaşları, haklarını aramak üzere yükselecektir. İşte o gün adalet tecelli eder ve herkes layık olduğu karşılığı alır.

Bunu da öne çıkardığımızda Hac Suresi, 42. ayette “Kim zulme uğrarsa olur ve o kişi sevgiyle tartışır, o zalimleri ikaz eder” bunun üzerinde durarak, müminlere ne denli önemli bir şekilde Allah’a yönelerek kendilerini savunmanın yaşamsal bir ders olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak, mazlumlara merhamet edilmesi, zalimlerin ise mutlaka cezalandırılması gerekmektedir.

Sonuç

Mazlumlar, İslam toplumunun önemli bir parçasını teşkil etmektedir. Kur’an-ı Kerim’de mazlumların durumu, hakları ve korunmaları konusunda birçok ayet bulunmaktadır. Bu ayetler, zalimlere karşı durmayı, mazlumlarla dayanışmayı ve onları koruma gerekliliğini vurgulamaktadır. İman edenlerin, hayatın her alanında mazlumlara sahip çıkmaları ve zulme karşı ses çıkarmaları adanak bir sorumluluktur. Unutulmamalıdır ki, zulme uğrayanlar yalnız değildir; Allah, onlarla beraberdir ve hiçbir mazlum, dünya hayatındaki sıkıntılarının karşılığında ahrette mükafatını alacaktır.

Scroll to Top