Kur’an’da Neden ‘Biz’ İfadesi Kullanılıyor?

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

KAYDETMEK İÇİN TIKLA

Giriş: Teklik ve Çokluk Arasında Bir Hâl

Kur’an-ı Kerim, yüce Allah’ın kelamı ve insanlığa rehber olma özelliği taşımaktadır. İçinde barındırdığı birçok ifade ve kavram, derin anlamlar ve hikmetler taşımaktadır. Bu bağlamda, Kur’an’da Allah’ın kendisinden bahsederken neden ‘Biz’ ifadesini kullandığı sorusu sıkça gündeme gelmektedir. Oysa Allah, yalnızlığa, teklik ve birliğe sahip olan bir zattır. Peki, nasıl oluyor da böyle bir ifade kullanmaktadır?

Kur’an’da ‘Biz’ ifadesinin kullanılması bir yönüyle iletişim biçimidir. Bu ifade, yalnızca bir varlığın müteaddit sıfatlarını ve kudretini Delillerle anlatmak için kullanılan mecazi bir dildir. Eğer Allah’ın zatında birden fazla varlık yoksa, o zaman bu terimin hikmetine birlikte bakalım.

‘Biz’ İfadesinin Edebî Zenginliği

Kur’an-ı Kerim, insanlara hitap ederken bir edebî üslup kullanır. Cenab-ı Hakk, kendisini anlatmak için farklı ifadelerle zenginlik sağlar. ‘Biz’ kelimesinin kullanılması, metin içinde bir akıcılık oluşturarak dinleyen ve okuyanların dikkatini çeker. Nitekim, ‘Biz’ şeklindeki mecazi anlatımla, Allah, okurun veya dinleyicinin zihninde çeşitli anlam derinlikleri oluşturur.

Bu tür ifadeler, Kur’an’ın kendine özgü stilini oluştururken, okurların bu ifadelerin nedenini merak etmelerini de sağlar. Yani, Kur’an’da geçen bu tür ifadeler, tanımlamanın ötesinde insan aklını düşündürtecek bir derinlik taşır.

Bir Allah kelamında neden ‘Biz’ ifadesinin tercih edildiğini anlamak için, Kur’an’daki bu kullanımın edebi sanatlarını dikkate almak önem arz etmektedir. ‘Biz’ kelimesi, kalıplar ve kavramlar arasında düşünmeye teşvik eder.

Tevazu ve Hürmetin İfadesi Olarak ‘Biz’

Bir diğer önemli hikmet, Cenab-ı Allah’ın kullarına tevazu öğretme amacıdır. Bilinmelidir ki Allah, tevhidi ve uluhiyetinin yanında, kibir ve büyüklenmekten münezzehtir. ‘Biz’ ifadesini kullanarak, insanlara bir tevazu dersi vermekte, kendilerinin ahlaki durumu üzerinde düşünmelerini sağlamaktadır.

Örneğin, bir hüküm verildiğinde ‘Biz şöyle yapacağız’ gibi bir ifade kullanmak, toplumsal bir üslup olarak karşımıza çıkar. Burada Allah, en yüksek mertebede kudret sahibi olmakla birlikte, kullar arasında bir hürmet ve muhabbet bağı kurmayı hedeflemektedir. Belki bu sayede insanlar, kendilerinde tevazuyu daha içten yaşamayı deneyimleyeceklerdir.

Kısacası, Allah, ‘Biz’ ifadesiyle, hem büyüklüğünü ifade etmekte hem de kullarına bir canlılık ve saygı duyulması gereken bir yön sunduğunu dile getirmektedir. Bu da, O’nun kudretinin yüceliğini insanların kalplerine yerleştirmek için tercih ettiği bir iletişim yoludur.

Cebrail’in Rolü ve ‘Biz’ İfadesi

Kur’an’da ‘Biz’ ifadesi her zaman Allah’ın fiilleri ile yakından ilişkilidir. Örneğin, ‘Kur’an’ı biz indirdik; onun koruyucuları da bizimdir’ (Hicr, 9) ayeti, burada Cebrail’in indirim görevinden bahsettiği için ‘Biz’ ifadesi kullanılmıştır. Bu ifade, Allah’ın yüceliği yanında, Cebrail gibi bir aracıdan da bahsetmektedir.

Bu durum, Allah’ın işlerini zahirî sebeplerle birlikte yürüttüğünü göstererek, ilahi kudretin yanında onun çeşitli vasıtalarla tecelli ettiğini müjdelemektedir. Yani, bu tür ifadeler, sadece Allah’ın kendisini değil, aynı zamanda O’nun iradesiyle faaliyet gösteren diğer varlıkları da kapsamaktadır.

Böylece, ‘Biz’ kelimesi, hem kajep ve kudreti temsil ederken, hem de Cebrail gibi sebepleri gözeterek, bu türden ilişkileri tonlamaktadır. Arka planda, Allah’ın iradesinin, farklı varlıklar üzerinden nasıl tezahür ettiğini anlamak mümkündür.

‘Ben’ İfadeleriyle Denge

Kur’an’da, yalnızca ‘Biz’ ifadesi değil, aynı zamanda ‘Ben’ kelimeleri de geçmektedir. Allah, kendisinden bahsederken genellikle ‘Ben’ ifadesini kullandığında o zaman ibadetin sadece kendisine yönelmesi gerektiğini vurgular. Örneğin, ‘Şüphe yok ki Ben, senin Rabbinim’ (Tâ-hâ, 12) ayeti, burada ‘Ben’ ifadesinin geçmesi, ibadetin sadece Allah’a olması gerektiğini vurgulayan çok değerli bir öğüttür.

Bu tür ifadeler ve kelime seçimleri, Kur’an’ın derinliğini ve tüm öğretilerinin denge içerisinde, ayetler arasında kendi anlam bulmasını sağlamaktadır. Bu denge, Allah’ın hem bir olduğunu hem de nasıl bir otorite ile insanların hayatında yer aldığını göstermektedir.

Sonuç olarak, ‘Biz’ kelimesinin kullanılması, Kur’an’da hem tevhidin ve birliğin yüceliğini ifade ederken, hem de ilahi kudretin çeşitli şekillerde tezahür ettiğini göstermektedir. Bu da okuyucunun, Allah’ın kelamını daha derin bir şekilde anlaması için önemli bir kapı açmaktadır.

Sonuç: Hakikat ve Tevhid

Kur’an’da ‘Biz’ ifadesinin kullanılması, yüzlerce yıl boyunca müslümanların fikir ve düşüncelerini şekillendirmiştir. Her bir ifade, bir hikmet barındırmakta ve insanlara ulaşmakta tevhidin derinliğini aydınlatmaktadır. Bu bağlamda, Allah’ın kelamını anlamak; onun çeşitli boyutlarını, ifadelerini, öğretilerini görmek adına, ‘Biz’ kelimesinin arkasında yatan hikmetleri sorgulamak büyük bir önem taşır.

Cenab-ı Hak, bu ifadeleriyle, kullarına pek çok ufuk açmakta ve onlara ilahi mesajı taşımaktadır. Bu, insanları tevhide yönlendirerek, Allah’a daha yakın olmalarını sağlayacak bir manevi yolculuk fırsatı sunmaktadır. Önemli olan, bu ifadelerle gelen bilgileri içselleştirmek ve hayatlarımızda uygulamaktır.

Ahmet Yasin Kılıç olarak, Allah’ın kelamının kudretini ve içindeki derinlikleri anlamaya, bu yolculukta rehberlik etmeye çalışıyorum. Unutmayalım ki, Rabbimiz her zaman yanımızda, dualarımızı işiten ve samimi kalplerimizi gözeten bir yüce varlıktır.

Scroll to Top