Peygamber Efendimizin Kıskançlık Üzerine Hadisleri

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Peygamberimizin Kıskançlık Üzerine Bakışı

Kıskançlık, insanın ruhunda derin izler bırakan ve yapıcı ilişkileri zedeleyen bir duygudur. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), kıskançlık ve haset gibi duyguların kalplerimizi nasıl karartabileceğini vurgulamak için birçok hadisinde bu konulara değinmiştir. Özellikle, kıskançlığın bireyler ve toplumlar üzerindeki etkisini gözler önüne sererken, müminlerin bu tür olumsuz duygulardan uzak durmaları gerektiğini öğütlemiştir.

Bir hadisinde Resûlullah (s.a.v.), “Hasetten sakının! Çünkü ateşin odunu yediği gibi haset de iyi amelleri yer bitirir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 44; İbn Mâce, Zühd, 22) diyerek, kıskançlığın ruhsal ve manevi yaşam üzerindeki yıkıcı etkisini en güçlü şekilde ifade etmiştir. Bu hadiste, haset ve kıskançlık duygularının, kişinin yapmış olduğu güzel amelleri yok edeceğine dikkat çekilmiştir. Bu nedenle, bu tür olumsuz duygulardan uzak durmaya özen göstermeliyiz.

Peygamber Efendimiz, kıskançlık konusunu bir insanın diğer insanlarla olan ilişkilerinde de göz önünde bulundurmuştur. “Zandan uzak durun. Zira zan, sözün en yalanıdır. Birbirinize kulak misafiri olmaya çalışmayın, birbirinizin özel hâllerini araştırmayın, birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun.” (Müslim, Birr, 28) hadisi ile sosyal ilişkilerimizde kıskançlık ve haset duygusunun ne denli tehlikeli olduğunu bizlere hatırlatmıştır.

Kıskançlık ve İman İlişkisi

İslam, insanları birbirlerine sevgi ve dostluk ile yaklaşmaya teşvik eden bir dindir. Bununla beraber, kıskançlık gibi olumsuz hisler, inanç ile bağdaşıp bağdaşmadığı açısından değerlendirildiğinde, kalpte iman ile birlikte yer almadığı ifade edilmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.), “Bir kulun kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz.” (Nesâî, Cihâd, 8) diyerek, kıskançlığın imanımıza olan tesirini ön plana çıkarmıştır. Kıskançlık, kişinin kalbindeki imanı zayıflatarak ruhsal bir erozyona yol açabilir.

İman eden bir insan, kardeşleri için hayır istemeyi ve onlarla iyi ilişkiler kurmayı kendisine düstur edinmelidir. Peygamberimiz (s.a.v.) bir başka hadisinde, “Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki bir kişi iyilik namına kendisi için istediğini, Müslüman kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz.” (Nesâî, İmân ve şerâiuh, 19) buyurmuştur. Bu durum, kıskançlık yerine sabır ve sevgi ile dolu bir hayat sürdürülmesi gerektiğini işaret eder.

Kıskançlık ve haset duyguları ile başa çıkmanın yolu, kişinin nefsini terbiye etmekten geçmektedir. Kişisel gelişimimizi sağlamak ve kıskançlık hislerimizi aşabilmek için, başkalarını kıskanmak yerine, onların başarılarına ortak olmayı öğrenmemiz ve bu başarıları kutlayabilmemiz önemlidir. Böylece toplumda barış ve huzur ortamını oluşturabiliriz.

İyiliklerin Gıpta Edilecek Tarafları

Peygamber Efendimiz, Müslümanların birbirlerine olan desteklerini pekiştirmek amacıyla, gıpta edilecek şeylerin ne olduğunu da belirtmiştir. “Ancak iki kişiye gıpta edilir. Bunlar, Allah’ın kendisine verdiği malı hak yolunda harcayan kimse ile Allah’ın kendisine verdiği ilim ve hikmete göre karar veren ve onu başkalarına öğreten kimsedir.” (Buhârî, Zekât, 5) hadisi, bireylerin, maddi olanın değil, manevi olanın kıskanılacak yönlerinin olduğunu göstermektedir.

Bu hadisten çıkarılacak ders, insanların elde ettiği başarıların gerisindeki çabayı takdir etmek ve onları desteklemektir. Maddi başarılar veya diğer insanlarınki ile kıyaslamak yerine, topluma katkı sağlayan, benzer şekilde bilgi paylaşımında bulunan insanlara örnek alarak ilerlemek, sağlıklı bir rekabet ortamı oluşturur. Kıskançlığa değil, hayra gıpta etmek daha önemlidir.

Kısacası, Peygamberimizin bizlere öğütlediği kıskançlık ve haset duygularını kalbimizden atmak, bu tür olumsuz hisler yerine, toplumda pozitif bir etki bırakacak davranışlarda bulunmak biz Müslümanların görevidir. Bu sayede hayatı daha huzurlu, sabırlı ve paylaşımcı bir çizgide yaşayabiliriz.

Peygamberimizin Sünnetinde Kıskançlığa Karşı Duruş

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sünneti, kıskançlık ve haset duygularına karşı olan duruşumuzda da altın bir rehber niteliğindedir. Hz. Muhammed (s.a.v.), kalplerdeki kötü hislerin önüne geçmek adına, her zaman sevgi ve kardeşliği öncelemiştir. Cenab-ı Hak, onun ahlakını yücelterek, bizlere bir örnek model olarak sunmuştur.

Bir insanın kalbinde başkalarına karşı herhangi bir aldatma, samimiyetsizlik hissi olmadan sabahlayabilmesi ve akşamlayabilmesi gerektiğini ifade eden Peygamberimiz, “Yavrucuğum! Kalbinde herhangi birine karşı (zerre kadar) bir aldatma, bir samimiyetsizlik hissi bulunmadan sabahlayabilecek ya da akşamlayabileceksen, bunu yap! İşte bu benim sünnetimdir.” (Tirmizî, İlim, 16) demiştir. Bu, kıskançlık ve haset duygularından azade bir yaşam sürmenin aslında hepimizin elinde olduğunu göstermektedir.

Peygamberimizin bu öğütleri, toplumda tesis edilmesi gereken samimi ve dostane ilişkilerin gelişmesine büyük katkı sağlar. Ortak bir amaç ve hedef doğrultusunda bir arada olmamız için, kıskançlığa yer bırakmadan, yardımlaşma ve paylaşma ruhunu hakim kılmalıyız. Bu bağlamda, kıskanmak ve haset etmek yerine, birbirimizi desteklemeli ve sevinçleri paylaşmalıyız.

Sonuç ve Dua

Peygamber Efendimizin kıskançlık ve haset ile ilgili hadisleri, bizlere önemli dersler vermekte ve bu olumsuz duyguların, iman açısından ne denli zararlı olduğunu göstermektedir. Kalbimizde sırf bu tür olumsuz hisler olmadığı için, Rabbimize daha fazla yaklaşmayı hedeflemeliyiz. Ayrıca, her insanın problemleri ve sıkıntıları olduğunu unutmadan, birbirimize karşı saygılı ve sevgi dolu yaklaşmalıyız.

Dua, kıskançlık duygularını etkisiz hale getirerek, kalplerdeki bu olumsuz hislerin yerini farah ve huzura bırakmasına vesile olur. Bu nedenle, daima dualarımızda, kalplerimizi kötülüklerden koruyacak ve iyiliklerle dolu hale getirecek olan niyetlerle, huzur bulabilmek için Allah’a yönelmeliyiz. “Ya Rabbi! Bizi her türlü kıskançlık, haset ve bencillikten koru. Bize kardeşlik ruhunu, içtenlikle sevmeyi ve kardeşlerimiz üzerinde hayırla düşünmeyi nasip et!”

Amine, Ya Rabb!

Scroll to Top