Sâd Sûresi 35. Ayeti ve Anlamı

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Sâd Sûresi Hakkında Kısa Bilgi

Sâd Sûresi, 88 ayetten oluşan ve Mekke’de nazil olan bir sûredir. İsmini ilk âyette geçen صٓ (Sād) harfinden alan Sâd, Kur’an-ı Kerîm’in 38. sûresi olarak yer almaktadır. Bu sûrede, İslam’ın temel öğretileri, Resûlullah (s.a.s.)’in peygamberliği ve Kur’an-ı Kerîm’in bir hak kitap olarak önemi üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, geçmiş kavimlerin hikayeleri ile günümüze bir ders niteliği taşıyan ifadeler, inkar edenlerin sonunun nasıl olacağına dair uyarılar içermektedir.

Geçmişteki kavimlerin halleri üzerinden kıyaslamalar yaparak müslümanların zafere ulaşmaları ve kâfirlerin hezimeti vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, Peygamberler (a.s.)’in hayatları ve başlarından geçen olaylar, okuyucuya hikmetler sunmaktadır. Sûrede, Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman kıssaları ile birlikte, müslümanların bu kıssalardan nasıl ibret alabilecekleri anlatılmaktadır.

Sâd Sûresi 35. Ayeti Meali

وَلَقَدْ فَتَنَّا سُلَيْمٰنَ وَاَلْقَيْنَا عَلٰى كُرْسِيِّه۪ جَسَدًا ثُمَّ اَنَابَ
قَالَ رَبِّ اغْفِرْ ل۪ي وَهَبْ ل۪ي مُلْكًا لَا يَنْبَغ۪ي لِاَحَدٍ مِنْ بَعْد۪يۚ
اِنَّكَ اَنْتَ الْوَهَّابُ

Bu ayette, Hz. Süleyman’ın Allah’a yönelerek kendisinden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk istemesi anlatılmaktadır. Ayetin meali, “Süleyman dedi ki: ‘Rabbim, beni affet; bana benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ver. Şüphesiz ki sen, her türlü nimetleri veren sensin.’” şeklinde ifade edilmektedir.

Hz. Süleyman’ın İmtihanı ve Dersi

Hz. Süleyman (a.s.), büyük bir mülk ve saltanatın sahibiydi. Ancak bu mülk ve saltanat, ona Allah’ın bir lütfuydu ve elbette ki bu lütfu kaybetme korkusu da beraberinde gelmekteydi. Kur’an, Hz. Süleyman’ın imtihanını ve geçirdiği zor durumu çok iyi bir şekilde anlatmaktadır. “Bİz Süleyman’ı da imtihan ettik ve onu tahtı üzerinde âdeta ruhsuz bir ceset hâlinde bıraktık…” (Sâd, 34. ayet) ifade edilen durum, Süleyman’ın karşılaştığı zorlukları betimlemektedir.

Burada vurgulanmak istenen önemli bir nokta, Süleyman’ın karşılaştığı bu durum karşısında Allah’a yönelmesi ve dua etmesidir. İmtihanlar, insanın sabrını ve tevekkülünü test etmek için birer vesiledir. Bu nedenle, believers (inananlar), her durum ve şartta Allah’a yönelmeli, sabır ve zikir ile O’na sığınmalıdırlar. Hz. Süleyman’ın burada sergilediği dua ve çaba örneği, insanlara bir müjde olmaktadır: Allah’a yönelmek ve ondan yardım istemek, her zaman açık bir kapıdır.

Süleyman’ın Dileği ve Öğütler

Süleyman’ın Allah’a yönelmesi ve O’ndan bağışlanma dilemesi, bizlere birkaç ders ve öğüt sunmaktadır. Öncelikle, kişinin Allah karşısında aczini itiraf etmesi ve O’na yönelmesi gerekmektedir. İnsan ne kadar güçlü olursa olsun, her an Allah’ın iradesine muhtaçtır. Hz. Süleyman’ın, kendisinden sonra hiç kimsede olmayan bir mülk istemesi, aslında onun mülkün emanet olduğu gerçeğini kavradığını gösterir. Bu taleple birlikte, mülkün kıymetinin sadece dünya hayatı için değil, âhiret için de önemli olduğunu belirtmiş olmaktadır.

İkincisi, dua etmek, insanın özünde taşıdığı bir ihtiyaçtır. Hz. Süleyman’ın, “Rabbim beni bağışla” şeklindeki duası, temiz kalple dua etmenin önemini ortaya koymaktadır. Dua, insanın ruhunu besleyen, manevi bir güç kaynağıdır. Karşılaşılan zorluklar ve hastalık dönemleri, kişiyi dua ile Allah’a yönelttiğinde, ruhsal bir dinginliğe kavuşmasını sağlamada önemli bir özellik taşır. Unutmamak gerekir ki, dua ruhu besler ve sıkıntıları hafifletir.

Bu Kıssadan Çıkarılacak İbretler

Sâd Sûresi 35. ayeti, sadece geçmişteki bir peygamberin durumu olarak değil, günümüzde tefekkür edilmesi gereken bir özdeği üzerinde durmaktadır. İmtihanların, olumsuzlukların ve zorlukların asıl amacı, insanı Allah’a yaklaştırmak ve O’na tevekkül ettirmektir. Süleyman’ın dua etmesi, bizlere aczimizi itiraf etme ve Allah’a sığınmanın önemini öğretmektedir. Her insan, kendi pozisyonunda zorluk yaşıyorsa, Rabbine yönelmelidir.

Son olarak, mülk, saltanat ve dünya malı geçici şeylerdir. Burada dikkat edilmesi gereken esas, bu tür nimetlerin, bir gün sona erecek olduğunu bilmek ve bununla birlikte ahirete yönelik hazırlık yapmaktır. Hz. Süleyman, bir mülk istemişti ancak bunu yalnızca O’nun rızasını kazanmak için ister. Bu bakış açısıyla, bizler de dünya işlerine yönelirken, her zaman niyetimizin iyiliği ile birlikte olması gerektiğini unutmamalıyız. Çünkü gerçek olan, ahiret hazırlıklarıdır.

Sonuç

Sâd Sûresi 35. ayetinin okunması ve üzerinde tefekkür edilmesi, hayatımıza birçok anlam ve hikmet katacaktır. Hz. Süleyman’ın duaları ve imtihanları, bizlere manevi bir rehberlik sağlarken, Allah’a yönelmenin ne denli önemli olduğunu hatırlatmaktadır. Dua ve ibadetlerimiz, hayatın her alanında bize huzur verecek ve ruhumuzu besleyecektir. Allah, bizleri her daim affetsin ve doğru yolda yürüyenlerden kılsın. Dualarımızın kabul olması ve hayırlara vesile kılmasını niyaz ederiz.

Unutmayalım ki: Dua, kalbimizin en derin hislerini yansıttığımız, Rabbimizle olan bağı güçlendirdiğimiz en kıymetli zaman dilimimizdir.

Scroll to Top