Selamlaşmanın Önemi: Ayetler ve Hadisler

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Selamın Anlamı ve Önemi

Selam, Arapça kökenli bir kelime olup, ‘barış, huzur ve esenlik’ anlamına gelir. Müslümanlar arasında selamlaşmak, toplumsal ilişkilerin güçlenmesi ve bireyler arasında sevgi ile saygının artması açısından son derece önemlidir. İslam dini, ahlaki değerler üzerine inşa edildiği için, selamlaşma bir nezaket göstergesi olarak öne çıkar. Peygamber Efendimiz (s.a.v) selamlaşmayı teşvik ederek, bu güzel geleneğin yaygınlaşmasına vesile olmuştur.

Ayetlerde selam, sadece iki kişi arasındaki selamlaşma için değil, aynı zamanda insanların birbirlerine karşı duyduğu sevgi ve saygıyı gösteren bir iletişim biçimi olarak da tanımlanır. Kur’an-ı Kerim’de, “Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha güzeliyle veya aynı selâmla karşılık verin. Şüphesiz Allah, her şeyin hesabını gereği gibi yapandır.” (Nisâ Sûresi 86) buyrulmaktadır. Bu ayet, selam vermenin sadece bir itaat değil, aynı zamanda bir sözdür, bu yüzden de kişilerin birbirlerine daha güzel bir selam vermeleri teşvik edilmektedir.

Selam verme, müminlerin birbirleri üzerindeki haklarından biridir. Allah Teâlâ, selam vermeyi emretmekle kalmamış, aynı zamanda bu eylemin sevgi ve kardeşliği pekiştireceğini de bildirmiştir. Bu bağlamda selam, sadece bir selamlaşma şekli değil; aynı zamanda İslam’ın ruhunu oluşturan bir davranış biçimidir.

Selamlaşmanın Dinî ve Sosyal Boyutu

Selamlaşmanın Kur’an ve sünnetle pekiştirilmiş olmasının yanı sıra, sosyal ilişkilerde de büyük bir yeri vardır. Peygamber Efendimiz, “Sizden biriniz bir meclise girdiğinde selâm versin. Oturduğu zaman da selâm versin. Önce verdiği selâm, sonraki selâmından daha üstün değildir.” (Ebû Dâvûd, Edeb 139) buyurarak selamlaşmanın önemini vurgulamıştır. Bu ifade, selam vermenin bir gelenek değil, bir sorumluluk olduğunu ortaya koymaktadır.

Selam, iki mümin arasında dostluğun bir sembolü olduğu gibi, toplumda barış ve huzurun da bir ifadesidir. Her müslüman, girdiği bir ortamda selam vermekle yalnızca kendisine değil, karşısındaki insana da bir huzur ortamı sunmaktadır. Müslümanlar, birbirine selam vererek düşmanlık ve kin gibi olumsuz duygulardan uzaklaşmış olur.

Ayrıca, selam vermenin sosyal hayatta boşlukları dolduran bir işlevi vardır. İnsanlar, selamlaşarak duygusal bağlarını kuvvetlendirir, tanışıklıklar oluşturur ve çoğu zaman bir dostluk köprüsü kurmuş olurlar. Bu ilişki, sadece bireyler arasında değil, toplumsal yapı içerisinde de önemli bir yer tutar.

Selamlaşmanın Fazileti

Peygamber Efendimiz (s.a.v), selam adabını öğreterek müminlerin birbiriyle olan ilişkilerini güçlendirmiştir. Selam vermenin fazaletine dair birçok hadis bulunmaktadır. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyallahu anhümâdan rivayet edilen bir hadisinde, “İslâm’ın en hayırlı yönü yemek yedirmek ve görünmeyenin yanında selam vermektir.” (Buhârî, Îmân 20) buyrulmuştur. Bu hadis, selam vermenin ne kadar önemli olduğunu ve toplumsal unitelerimizdeki rolünü göstermektedir.

Selamlaşmanın diğer bir faydası da, kişinin kendisinin ve diğer insanların huzurunu artırmasıdır. Birçok insanın cesaret ve özgüven kaynağı olan selam, sosyal becerileri geliştirmekte ve bireylerin sosyal hayatlarında daha aktif olmalarına yardımcı olmaktadır. Aynı zamanda selam vermek, yalnızca iki insan arasında karşılıklı saygı ve sevgiyle kurulan bir iletişim değil, aynı zamanda bir ibadet şeklidir. Çünkü selam vermek, İslam’daki temel ahlaki ilkeleri yaşatmak anlamına gelir.

Selamı yayan, daha fazlasını kazanır. Resulullah (s.a.v), “Siz birbirinizi sevmedikçe cennete giremezsiniz. Yaptığınız zaman birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selamı yayınız.” (Müslim, İmân 93) buyurarak, selamı yaymanın müminler arasındaki sevgi, kardeşlik ve dayanışmayı artıracağını belirtmiştir. Dolayısıyla, selamı yaymak, toplumu kenetleyen bir unsur olması hasebiyle İslam’ın özünde barındırdığı kardeşlik ruhunu pekiştirir.

Selam Vermenin ve Almanın Kuralları

Peygamber Efendimiz (s.a.v), selam vermenin ve almanın ebeveyn gözlüğüyle nasıl olması gerektiğini de ifade etmiştir. “Boş sözü işittikleri zaman ondan yüz çevirirler ve, ‘Bizim işlerimiz bize, sizin işleriniz de size. Selâm olsun size (bizden size zarar gelmez)’ derler.” (Kasas Sûresi 55) buyurmuştur. Bu, selamlaşmanın sadece güzel bir iletişim değil aynı zamanda bir hıfzı anlayışını ortaya koymaktadır.

Selamın adabına dair hadislerde, “Binitli olan yürüyene, yürüyen oturana, sayıca az olan çok olana selâm verir.” (Buhârî, İsti’zân 5) ifade edilmiştir. Bu durumda, selam verilmesi gereken durumlar ve kişilerin bilincinde olmamız gerekir. Örneğin, toplu bir ortamda ya da kalabalık bir yerde selam vermek, insanları daha da yaklaştırır ve olumlu bir hava yaratır.

Selami tekrarlamak da selamın bir parçasıdır. Resulullah (s.a.v), “Eğer ikisinin arasına ağaç, duvar ve taş girer de tekrar karşılaşırlarsa, tekrar selâm versin.” (Ebû Dâvûd, Edeb 135) buyurmuştur. Bu anlatım, selam arasında bir süre geçmiş olduğunda bile selam vermenin faziletli olduğunu gösterir. İslami kültürde, selamın ruhu, tekrarlamaktan geçmektedir. Bu nedenle, selamınızı bir kez vermek yetmez, toplumsal ilişkileri güçlendirmek için tekrar etmelisiniz.

Sonuç

Selam, İslam’ın ne kadar güçlü ve derin bir anlam taşıdığını gösteren önemli bir iletişim aracıdır. Selam vermek ve almak, sadece dışarıya yansıyan bir davranış değil; kalben hissedilen bir muhabbetin göstergesidir. Kur’an ve hadislerle pekiştirilmiş olan selamlaşma, toplumda barış ve huzurun yayılmasına hizmet ederken, aynı zamanda bireylerin duygu ve düşüncelerini de zenginleştirir. Bu duyguyla hareket eden her müslümanın, sadece kendisi için değil, çevresi için de yaratacağı huzur ortamı son derece değerlidir. Ahiret amaçlı yapılan bu selamlaşma, Allah katında önemli bir ibadet sayılmaktadır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v) izinden gidip selamı yaymak, hepimizin önceliği olmalıdır. Selam vermekle başlayalım ve toplumda sevgi ve kardeşliği artırmak için çaba gösterelim.

Scroll to Top