Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.
Tahiyyetü’l-Mescid Namazı Nedir?
Tahiyyetü’l-Mescid kelimesi, iki kelimenin birleşiminden oluşmaktadır: “tahiyyet” ve “mescid”. Sözlük anlamı itibariyle, “selâm vermek, tâzimde bulunmak” anlamına gelen tahiyyet, camiye girmeyi ifade eden mescid kelimesi ile bir araya geldiğinde, namaz kılma anlamını taşır. Bu defa, özel olarak da mescide veya camiye girildiğinde kılınan nafile namazı ifade eder. Hadislerde bu namazın kılınmasının teşvik edildiği açıkça belirtilmiştir. Mesela, Hz. Peygamber (sas), “Sizden biriniz mescide girdiğinde oturmadan iki rek’at namaz kılsın” (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 69) buyurmuştur.
Tahiyyetü’l-Mescid, cami gibi kutsal mekânlara girildiğinde yapılan bir ibadettir ve bu yönüyle, ibadet noktasında bir saygı göstergesi olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, kişinin Allah’a yakınlaşmasının bir yolu olarak da değerlendirilebilir. Camiler, Allah’ın evleri olarak adlandırıldığı için bu namaz, O’na olan saygı ve sevginin bir ifadesi niteliğindedir.
Kimi İslam âlimleri, tahiyyetü’l-mescid namazını kılmanın farz olmadığı, ancak büyük sevaplar getirdiği konusunda fikir birliği içindedir. Namaz kılınarak, kişinin Allah’a olan bağlılığı artırılmakta, işlediği günahların affedilmesi için bir niyet ortaya konulmaktadır.
Tahiyyetü’l-Mescid Namazı Nasıl Kılınır?
Tahiyyetü’l-mescid namazı, temel olarak iki rek’at olarak kılınmaktadır. Fakat ihtiyaca bağlı olarak dört rek’at olarak da kılınabileceği belirtilmektedir. Özellikle Hanefî mezhebine göre, tahiyyetü’l-mescid, iki veya dört rekât olarak kılınabilir. Malikîler ise bu namazı çoğunlukla iki rek’at şeklinde kılmayı önerirken, Şafiî ve Hanbelîler bu namazı istendiği kadar kılmanın serbest olduğunu ifade ederler.
Namazın kılınma şekli ise, genel namaz kurallarına benzemektedir. Öncelikle niyet edilerek Allah’a yönelmek, ardından Fatiha suresi ve bir başka kısa sure okunarak, rükû, secde ve diğer namaz rükünleriyle tahiyyetü’l-mescid namazı tamamlanır. Namazın tamamlanmasının ardından, kişi dua etmeyi de ihmal etmemelidir.
Camiye girildiğinde elde olmamasına rağmen herhangi bir nafile namazı kılma niyetiyle kılınan bu namaz, cami sahibi olan Allah’a selam vermek ve saygı göstermenin bir yolu olarak değerlendirilir. Bunun yanı sıra mexruhat vakitlerine de dikkat edilmelidir. İş yerinin veya başka bir yerin belirli durumları sebebiyle bu namaz kılınamayabilir; ancak o durumda başka manevi yöntemlerle Rabbimizle iletişimi sağlamak da mümkündür.
Tahiyyetü’l-Mescid Namazının Hükmü Nedir?
Tahiyyetü’l-mescid namazının hükmü bakımından, caiz olduğu ve sünnet olarak değerlendirildiği açıktır. Bunun dışında, kerahat vakitlerinde, yani öğlen, ikindi ve akşam gibi vakitlerde kılınmasının mekruh olduğu görüşü bazı İslam âlimleri tarafından savunulmuştur. Ancak, Şafiî mezhebi bu konuda daha esnek bir yaklaşım sergileyerek, özel durumların namaz kılınmasına engel olmadığına işaret etmektedir.
Camiye girdiğiniz esnada ezan okunduğu takdirde, Hanefî mezhebine göre tahiyyetü’l-mescid namazı kılmak mekruh sayılmakta; fakat yine de cemaatle namaza katılma amacıyla bu namaz kılınabilir. Bunun yanında, Cuma günleri hutbe okunurken camiye girenlerin, hutbeyi dinlemeleri ve tahiyyetü’l-mescid namazı kılmalarının mekruh olduğu yine Hanefîler tarafından kabul edilmektedir. Şafiîler ise bu konuda kilitli olmanın iki rek’at namazın kılınmasının bir zararı olmadığını belirtmektedir.
Özetle, tahiyyetü’l-mescid namazı, dini bir yükümlülük olarak karşımıza çıkarken, mescidin saygı gösterilerek ziyaret edilmesi anlamını taşımaktadır. İkincil olarak da bu namaz, özel bir dini liturgyanın bir parçası olarak değerlendirilmeyi gerektirir. Her bir namazın özünde olduğu gibi, niyet, kalp ve huşu ile kılınması beklenmektedir.
Ekstra Bilgiler ve Tavsiyeler
Camiye girdiğinizde tahiyyetü’l-mescid namazını kılmadığınızda, bunun telafisi için diğer dualar, zikirler yapmanız ve özellikle “Sübhânallâhi ve’l-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü va’llâhü ekber” şeklindeki ifadeleri zikretmeniz önerilmektedir. Bu tür dualar da Allah’a olan bağlılığınızı güçlendirecektir.
Ayrıca, camide Kur’an okunurken girmeyi planlıyorsanız, Kur’an’ın kesinlikle dinlenmesi gerektiğini ve onunla meşgul olunmaması gerektiğini aklınızda bulundurmalısınız. Bu durum, yerel gelenek ve edebe de büyük bir saygıdır. Kur’an’ı dinlemek, dini hayatın en önemli ve müşahhas örneklerinden birini teşkil eder.
Çocuklarınızı ve gençlerinizi bu namazın faziletleri konusunda bilgilendirerek onları önemini ve gerekliliğini kavratmaya çalışmalısınız. Kendi inancınızı ve uygulamalarınızı onlara aktarırken, bu ibadetin yerine getirilme şekli ve niyetinin de önem taşıdığını unutmamalısınız. Öğretilerinizin onlara güç katacağına güvenin.