Tesettür ile İlgili Hadisler: İslam’da Kadınların Örtünmesi

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Giriş: Tesettürün Önemi

Tesettür, İslam toplumlarında özellikle kadınların giyinme ve örtünme konusunda önemli bir yere sahiptir. Kur’an-ı Kerim’de ve sahih hadislerde tesettürle ilgili pek çok öğüt bulunmaktadır. Bu yazımızda, tesettürün ne anlama geldiğini, İslam’daki yerini ve ilgili hadisleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Dolayısıyla, hem manevi dünyamıza katkıda bulunacak hem de toplumsal değerleri pekiştirecek bir yaklaşım sergileyeceğiz.

İslami değerler çerçevesinde tesettür, sadece bir giyim tarzı değil, aynı zamanda bir kimlik ve inanç sembolüdür. Tesettür, mümin kadınların hem fiziksel hem de manevi olarak korunmasını sağlarken, toplumda da iyi bir örnek teşkil etmektedir. Her bireyin manevi ve ahlaki gelişimine katkıda bulunmak, İslam’ın temel amaçlarından biridir.

Halk arasında “kapanma” olarak bilinen tesettür, aslında kişinin kendisini ve inancını ifade etmenin bir yoludur. Allah’ın emirlerine uygun bir yaşam sürmek, insanın hem dünyasında hem de ahiretinde huzur bulmasını sağlar. Bu perspektiften bakıldığında, tesettürü sadece bir giyim tarzı olarak değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olarak değerlendirmek gerekmektedir.

Kur’an’da Tesettür ile İlgili Ayetler

Kur’an-ı Kerim, tesettür ile ilgili olarak iki önemli ayet içermektedir. Bunlardan biri, Mümin kadınlara yönelik olan ve örtünmenin önemini vurgulayan ayettir:

“Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Zinet yerlerini açmasınlar. Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır. Baş örtülerini yakalarının üstüne koysunlar.” (Nûr 24:31).

Bu ayet, mümin kadınların yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal ve ahlaki olarak da kendilerini korumaları gerektiğini vurgulamaktadır. Baş örtüsü, kadının tesettürünün bir parçası olarak, onun değerini ve onurunu artıran bir unsurdur.

Bir diğer ayet ise, Peygamberimize hitaben indirilen bir emri içermektedir:

“Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine dış elbiselerini (cilbablarını) alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar.” (Ahzab 33:59).

Bu ayet, Müslüman kadınların sosyal hayatta nasıl davranmaları gerektiğine dair önemli bir kılavuz sunmaktadır. Dolayısıyla, bu emirlerin yerine getirilmesi, hem birey hem de toplum için oldukça yararlıdır.

Peygamber Efendimizin (sas) Tesettürü Teşvik Eden Hadisleri

Peygamberimiz (sas), tesettür konusunda kadınlara yönelik pek çok hadis rivayet etmiştir. Bu hadislerden bazıları doğrudan tesettürün gerekliliğini açıklarken, bazıları da kadınların giyimleri konusunda dikkat etmeleri gereken hususları belirtmektedir.

Ebu Hureyre’den nakledildiğine göre, Peygamberimiz (sas) şöyle buyurmuştur:

“Cehennem halkından iki sınıf insan vardır ki ben henüz onları görmemişimdir: Biri, ellerinde sığır kuyruklarına benzer kamçılarla insanları dövenlerdir. Diğeri ise, elbise giydikleri halde çıplak olanlardır.”

Bu hadis, kadınların giyim tarzına dikkat etmeleri gerektiği ve tesettürün öneminin vurgulandığı bir uyarı niteliğindedir. Peygamber Efendimiz (sas), kadınları giysi seçimlerinde dikkatli olmaları konusunda uyarmıştır.

Ayrıca Hz. Âişe’den nakledildiğine göre, bir gün Hz. Ebû Bekir’in kızı Esmâ ince bir elbise ile Allah Resulü’nün huzuruna girdiğinde, Resulullah (sas) onun yüzüne ve avuçlarına işaret ederek, “Kadın ergenlik çağına ulaştığında, onun şu ve şu yerlerinden başkasının görünmesi uygun değildir.” demiştir. Bu hadis, kadının örtünme şekline ve dikkat etmesi gereken unsurlara dair açık bir yönlendirme sunmaktadır.

Tasvirler ile Tesettürün Uygulanışı

İslam tarihinde, tesettür olgusu, kadınların toplum içindeki yerleriyle de yakından ilişkilidir. Hz. Âişe (r.anhâ), bir başka rivayette, Kureyş kadınlarının özelliklerini belirtirken, Ensar kadınlarının bu konuda daha imanlı ve üst düzeyde olduğunu ifade etmiştir. Bu bağlamda, Nûr suresinde gelen ayetlerin indirildiği süreçte kadınlar arasında bir seferberlik oluşturulmuş ve hemen başörtüsü hazırlamışlardır.

Hz. Âişe’nin anlattığına göre, “Ertesi sabah, Hz. Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular. Sanki onların başları üstünde kuşlar var gibiydi.” Bu olay, tesettürün toplumdaki önemini ve Müslüman kadınların bu konudaki kararlılığını açıkça göstermektedir.

Hz. Ömer (r.a.) da, kadınların giyinme hususunda dikkatli olmaları gerektiği konusunu gündeme getirmiştir. O, altını iyice belli eden elbisenin giydirilmemesi gerektiği konusunda müminlere ikazda bulunmuştur. Bu tür uyarılar, toplumda kadınların giyim tarzının ne derece önemli olduğunu gösterir.

Sonuç: Tesettürün Manevi ve Toplumsal Yüceliği

Tesettür, sadece bir giyinme şekli olmanın ötesinde, kadınların İslam anlayışı doğrultusunda kendi kimliklerini koruyabilmeleri için önemli bir zemin sağlamaktadır. İslam’ın ilk dönemlerinden itibaren kadınların örtünmesi talimatı verilmiş ve bu uygulama günümüze kadar gelmiştir. Dolayısıyla, tesettür, hem bireysel olarak kadınların hür iradeleriyle tercih ettikleri bir durumdur, hem de toplumsal birlikteliğin önemli bir parçasıdır.

Günümüz modern toplumunda da tesettür, birçok kadın için bir özgürlük ve kimlik ifadesi olmaktadır. Kendi inançlarına ve değerlerine sadık kalarak, dış dünyayla olan ilişkilerini dengelemekte ve manevi bir derinlik kazanmaktadırlar.

Sonuç olarak, tesettürü anlamak, yalnızca dini bir yükümlülük olarak değil, aynı zamanda manevi bir yolculuk olarak görmek önemlidir. Tesettür; kadınların hem kendilerini koruma biçimi, hem de toplumda yarattıkları olumlu etki açısından değerli bir kavramdır.İşte bu yönleriyle tesettür, İslam’ı yaşayan kadınların vazgeçilmez bir parçasıdır.

Scroll to Top