Zümer Suresi 38. Ayet: Allah’a Tevekkülün Gücü

Bu web sitesi yalnızca bilgilendirme amaçlıdır ve dini veya manevi tavsiye niteliği taşımaz. İçeriklerin doğruluğu ve güncelliği için çaba gösterilse de, herhangi bir hata veya eksiklikten kaynaklanabilecek sonuçlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi durumunuza uygun olarak bir uzmana veya güvenilir bir kaynağa danışmanız önerilir.

Gökleri ve Yeri Yaratan Kim?

Zümer Suresi’nin 38. ayetinde, yüce Allah’tan başka ilahlara yönelmenin ne derece mantıksız olduğu vurgulanmaktadır. Ayet, “Onlara: ‘Gökleri ve yeri kim yarattı?’ diye sorsan, elbette: ‘Allah!’ diyecekler. De ki: ‘O halde Allah’ın yanı sıra yöneldiğiniz ilahlar, eğer Allah bana bir sıkıntı vermek istese, o sıkıntıya engel olabilirler mi? Veya Allah bana bir rahmet dilese, buna engel olabilirler mi? De ki: ‘Allah bana yeter!'” Bu ifadeler, insanın her türlü sıkıntısı ve rahmeti sadece Allah’tan beklemesi gerektiğinin altını çizmektedir.

Bireylerin hayatlarında sıkça karşılaştıkları dertler, sıkıntılar ve zorluklar karşısında, Allah’a duyulan güvenin ne derece önemli olduğunu anlamak gerekir. Çünkü Allah bütün kainatın yaratıcısıdır ve O’ndan başka hiçbir varlık, O’nun kudretini etkileyemez. Bu bağlamda, insanın manevi anlamda dayanacağı, güveneceği yegane varlık Allah’tır. Allah’a güvenmeden başka varlıklara yönelmeye çalışmak ise boşuna bir çabadır. Ayette geçen ‘sıkıntı’ ve ‘rahmet’, insan hayatının her anında karşılaşabileceği durumların genel kapsamını içerir.

Bireyler her ne kadar çeşitli ilahlar veya güçler peşinde koşsalar da sonuç itibariyle bir şekilde Allah’a yönelmek zorundadırlar. Çünkü, aksini düşündüklerinde, insanın henüz isyan ettiği varlıkların gerçek bir fayda sunamayacağı kesindir. Kur’ân-ı Kerim’de sık sık vurgulanan bu gerçek, inananların her an yanında bulunmalıdır. Her durumda Allah’a dayanmak ve O’na tevekkül etmek, insanı manevi anlamda güçlü bir duruma getirir.

Tevekkül ve Güven

Ayetin devamında, Allah’ın dışında başka varlıklara yönelik yapılan duaların ve yakarışların aslında kısır bir döngü olduğunu görmekteyiz. Ayet diyor ki; “De ki: ‘Bana Allah yeter! Tevekkül edenler yalnızca O’na tevekkül etsinler.'” Buradan; insanın içindeki manevi güç ve dayanıklılığın kaynağının yalnızca Allah olduğu sonucuna ulaşırız. Tevekkül; yapılan bütün duaların, ibadetlerin ve çabaların Allah rızası için yapılarak O’na bırakılmasıdır. Tevekkül etmek, hayatta karşılaşılacak her türlü zorluğun Allah’ın iradesi doğrultusunda karşılanması anlamına gelir.

İnsanlar yaşamları boyunca birçok zorlukla karşılaşırlar. Bu zorlukların üstesinden gelebilmek için, eğer sürekli olarak Allah’a sığınır ve O’na güvenirlerse, manevi huzurlarını koruyabilirler. Zümer Suresi’nin 38. ayetinde bu konunun önemine dikkat çekilmesi, kulluktaki sadakatin bireyi ne denli güçlü kılabileceğini açıkça göstermektedir. Her zorluk karşısında ‘Kullarım, sizin üzerinize gelen sıkıntıları bertaraf edecek olan yalnızca O’dur’ mesajı, Müslüman topluluğa verilmiş önemli bir öğüttür.

Uygulama itibarıyla, hayatın içinde gördüğü her türlü zorunluluğu ve yükü, Allah’a yönelerek hafifletebiliriz. İlahi bir merhametle karşılaşabilmek için, O’na yönelmek ve dua etmek, kulluk bilincinin bir gereğidir. O yüzden, sıkıntılı dönemlerimizde ellerimizi açıp Allah’a dua etmekte ve yalnızca O’na güvenmekte büyük bir fayda vardır. Böylece kullar, kendi güçlerini unutarak, Allah’ın kudreti karşısında tevazuyla durmalıdırlar.

Manevi Huzur ve İbadetler

Zümer Suresi’nin 38. ayeti, dua etmenin ve O’na güvenmenin maneviyatımızda yarattığı etkiyi göstermektedir. Dualar, bizi Allah’a yaklaştıran ve kalplerimizi huzurla dolduran unsurlardır. İnsan kalbi, yalnızca Allah’a sığındığında gerçek huzuru bulur. O yüzden her an dua etmek, ibadetlerimizi yapmak ve açık bir kalple Allah’a yönelmek, yaşamımıza manevi bir derinlik kazandırır. Bu gözle Rûh-i Kenan ile huzura kavuşabiliriz.

Ayrıca, dua ve ibadetlerimizin sadece zor zamanlarda değil, her daim sürekli olması gerektiği bilinciyle hareket etmek gerekir. Allah’a yönelmek, zorlukları aşmanın ve güzelliklerin kapılarını açmanın en etkili yoludur. Zümer Suresi’nin 38. ayetindeki gibi yalnızca Allah’a yönelerek, hayatımızda karşılaştığımız tüm olayları değerlendirirken daha sağlıklı ve bilinçli kararlar alabiliriz. Her an önümüze çıkan kararsızlık ve sıkıntıların, iman dolu bir kalple aşılabileceği gerçeğini unutmamakta fayda vardır.

Sonuç olarak, Zümer Suresi 38. ayeti, inanan bireylere yalnızca Allah’a yönelik bir güvenin ve tevekkülün gerekliliğini öğretmektedir. Komşularımız, arkadaşlarımız veya ailemiz bu manada önemli olsa da, nihayetinde her şeyin üzerinde durması gereken güç Allah’tır. Kendimizi Allah’a tam anlamıyla teslim ettiğimizde, yaşamın karmaşık yollarında dahi huzuru bulacağımız kesindir. Bütün bu vesilelerle, her daim güvenin kaynağı olarak Allah’a yönelmek; kalplerimizi huzurla dolduracak ve manevi yüklerimizi hafifletecektir.

Scroll to Top